hanging

English-Turkish Translation

  1. as(ıl)ma, as(ıl)arak idam etme/edilme, ipe çek(il)me.
  2. hangings: duvar halısı, perde (gibi duvara asılı eşya).
  3. asma (işi).
  4. iniş, bayır aşağı meyil/eğim.
  5. idamı gerektiren, idam cezasına lâyık, idama sebep olan.
    a hanging offense.
    This is a hanging
    matter: Bu, insanı darağacına götürür.
  6. idamcı, idam cezasına taraftar olan.
    a hanging judge.
  7. asılı, asılmış, sarkan, sarkık.
    a hanging rock.
  8. asma: yüksekte/dik yamaçta bulunan.
    a hanging garden: asma bahçe.
    hanging Gardens of Babylone:
    Babilin Asma Bahçeleri.
  9. asık, aşağı yönelik.
    a hanging look/face.
  10. askı+, bir cismi asmaya mahsus.
  11. askıda/muallâkta (kalmış), sonuçsuz, sonuca/karara bağlanmamış.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

low-hanging fruit
kolay lokma Noun
condemn someone to death by hanging
asılarak idama mahkûm etmek Verb
execution by hanging
asılarak idam
paper hanging
duvar kâğıdı yapıştırma
paper hanging
duvarı kâğıtla kaplama
paper hanging
çek sahtekârlığı yapmak Verb
send someone to death by hanging
birini asılarak idama mahkûm etmek Verb
hanging (sth) on
takma
hanging bunch of fruit
hevenk
hanging by a thread
pamuk ipliğine bağlı Adjective
hanging committee
jüri kabul kurulu
hanging down untidily
salkım saçak
hanging gale
(Br) ödenmemiş kiralar
Hanging Gardens of Babylon
Babil'in Asma Bahçeleri Noun, Place Names
hanging indent
asılı girinti Information Technology
hanging lock
asma kilit
hanging matter
idam cezası gerektiren husus
hanging matter
idamlık suç
hanging on to
tutunma
hanging something to
talik
(sth not yet compled) to be left hanging in the air
sürünceme de kalmak Verb
a greased noose used for hanging criminals
kement
leave something hanging in the air
bir şeyi muallakta bırakmak Verb
leave something not yet completed hanging in the air
sürünceme de bırakmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database