iştirak

English Turkish Phrases

...'e iştirak etmek
to buy shares of ... Noun, Banking
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. Noun participation
  2. participating
  3. sharing
  4. Noun, Law affiliate
  5. association
  6. associateship
  7. associativeness
  8. conjointness
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

suça iştirak
complicity Noun, Criminal Law
asgari iştirak
minimum contribution
avaryaya iştirak
average contribution
bir suça iştirak
connivance in a crime
birlikte iştirak
in partnership on joint account
birlikte iştirak
copartnership
kâra iştirak
participation in pimss
kâra iştirak
participation in the profits
karşılıklı iştirak
intercompany loan Noun
mali iştirak
financial participation
sermayeye katılım, sermayeye iştirak
contributions to the capital
sınai iştirak
industrial participation
siyasal iştirak
political contribution
yabancı iştirak
foreign equity
yönetime iştirak
management participation
zorunlu iştirak
compulsory contribution
iştirak bedeli
participation fee
iştirak belgesi
participation certificate
iştirak etme
contribution Noun
iştirak etme
participating
iştirak etmek
to partake Verb
iştirak etmek
to take a share Verb
iştirak etmek
to participate Verb
iştirak etmek
to attend Verb
iştirak etmek
to participate in Verb
iştirak etmek
to pool Verb
iştirak etmek
to share in Verb
iştirak etmek
to take part Verb
iştirak hakkı
right of participation
iştirak hali
parcenary
iştirak halinde malik
parcener
iştirak halinde mülkiyet
community property Noun, Law
iştirak halinde mülkiyet
estate in coparcenary
iştirak halinde mülkiyet
joint tenancy
iştirak halinde mülkiyet
collective property
iştirak halinde mülkiyet
estate in joint tenancy
iştirak halinde mülkiyet
joint property Noun, Law
iştirak halinde mülkiyetli gayri menkul
joint estate
iştirak halinde mülkiyetli gayrimenkul
joint estate
iştirak halinde sigorta
participating insurance
iştirak halinde sigorta
partnership insurance
iştirak hesabı
syndicate account
iştirak hisseleri
part Noun
iştirak hisseleri
share Noun
iştirak hisseleri
participation stocks Noun
iştirak için yatırılan sermaye payı
deposit capital
iştirak kazançları istisnası
associated company privilege Noun
iştirak klozu
participation clause
iştirak mektubu
letter of application
iştirak mektubu
application letter
iştirak payı
interest share
iştirak şartı
participation clause
iştirak taahhüdü defteri
subscription book
iştirak taahhüdü sahibi
applicant for shares
iştirak taahhütnamesi
application form
iştirak taahhütnamesi doldurma
application for shares
iştirak taahüdü kotası
subscription quota Noun
iştirak üzere
in participation
(bankacılık) iştirak taahhüdü şartları
underwriting conditions Noun
(hayat sigortası) iştirak planı
contribution plan
(reasürans) hasara iştirak anlaşması
quota treaty
(sigorta kanunu) iştirak hakları
contribution rights Noun
(sigorta şirketi) kâra iştirak giderleri
cost of dividends Noun
...'e iştirak etmek
to acquire an interest in ... Verb, Management
...'e iştirak etmek
to acquire a stake in ... Verb, Management
asgari başlangıç iştirak payı
minimum initial subscription
asgari iştirak payı
minimum subscription
bahse iştirak etmek
to ante Verb
bir devlet teşebbüsüne iştirak etmek
to participate in a government drive Verb
bir girişime mali bakımdan iştirak etmek
to participate financially in an enterprise Verb
bir girişime mali bakımdan iştirak etmek
to participate financially in an enterpise Verb
bir işe iştirak etmek
to get into sth Verb
bir işe iştirak etmek
to take a hand in the business Verb
bir piyangoya iştirak etmek
to take part in a lottery Verb
bir satışa iştirak etmek
to attend a sale Verb
bir şeye iştirak etmek
to partake in sth Verb
bir şeye iştirak etmek
to have a finger in the pie Verb
bir suça iştirak edenler
the accomplices in a crime Noun
bir suça iştirak etmek
to be complicit in a crime Verb, Law
bir terekeye iştirak etmek
to participate in an estate Verb
bir zarara iştirak etmek
to participate in a loss Verb
birine işine iştirak etmesini teklif etmek
to offer someone an interest in one's business Verb
birine iştirak etme hakkı tanımak
to give someone the option of participating Verb
birini masraflara iştirak ettirmek
to let in someone for the expenses Verb
birinin bir ticari işe iştirak etmesine müsaade etmek
to give someone a joint interest in an affair Verb
birlikte iştirak eden
partner on joint account
devlet teşebbüsüne iştirak etmek
to participate in a government drive Verb
eksiltmeye iştirak eden
contract bidder
en düşük iştirak taahhüdü
minimum amount (of subscription)
hükümet ihalelerine iştirak etmek
to bid on government contracts Verb
iflas masasına iştirak edenler
assignee in fact
ihaleye yalandan iştirak eden
by bidder
işçinin kazanca iştirak sistemi
share acquisition scheme
kâra iştirak etmek
to participate in the profit Verb
kâra iştirak etmek
to participate in the pims Verb
kâra iştirak etmek
to share in profits Verb
kâra iştirak halinde yaşam sigortası
to participate life contract Noun
kâra iştirak halinde yaşam sigortası
participating life contract Noun
karı-koca arasında bütün malların iştirak halinde mülkiyet
estate by the entirety
karşılıklı iştirak ilişkisi
cross-shareholding
kazanç iştirak payı
wagering gain
kazanca iştirak eden tahvil
participating debenture
masraflara iştirak etmek
to contribute to the expenses Verb
muahedeye iştirak müzakereleri
talks about entry Noun
mütüel sigortalarda iştirak serisi
bonus series
müzakereye iştirak eden delegasyon
negotiation group
para ile iştirak etmek
to contribute money Verb
piyangoya iştirak etmek
to take part in the lottery Verb
satışa iştirak etmek
to attend a sale Verb
şirkette çalışanların kâra iştirak ettirilmesi
profit sharing agreement
son olarak fiyat artıran iştirak sahibi
last and highest bidder
suça yardım ve iştirak eden
aider and abettor
suçun işlenmesi sırasında iştirak eden feri fail
accessory in the fact
yabancı iştirak sermayesi
foreign equity capital
zararına iştirak etmek
to participate in a loss Verb
İştirak Sermaye Payları Karşılığı (-)
Decrease in Value of Affiliates' Shares (-) Accounting
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Ortak olma, ... bulunma, ortaklık
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

istirak
Çalma