idea

English-Turkish Translation

  1. Noun fikir, düşünce.
    That's an excellent idea. Have you any idea of what I'm going to explain?
    I
    have no idea: Hiç fikrim yok, bilmiyorum.
  2. Noun tasavvur, niyet, plân.
    I have an idea for a new book.
    You have no idea how worried I was:
    Ne kadar üzüldüğümü tasavvur edemezsin.
    She told them her idea for the publicity campaign: Tanıtma kampanyası hakkındaki plânını onlara söyledi.
  3. Noun oy, mütalea.
    What's your idea on new tax system?
  4. Noun erek, amaç, maksat, hedef, gaye.
    The idea of becoming an engineer.
    The idea of a vacation is
    to relax: Tatilden maksat dinlenmektir.
    Do you get the idea? Maksadı anlıyor musun?
    The idea is that: Maksat şudur ki …
  5. Noun sanı, tahmin, önsezi.
    I have an idea that she will be late.
    I had no idea that … : …'i bilemezdim, tahmin edemezdim.
  6. Noun anlayış, idrak, bilgi.
    a child's idea of time.
    What an idea can a man who is blind from the
    birth have of color? Doğuştan kör olan bir kimsenin renk hakkında ne bilgisi olabilir?
    He has some idea of how to swim: Biraz yüzmesini bilir.
  7. Noun inanç, kanaat.
    He has a strong idea on the subject.
  8. Noun, Philosophy (a) kavram, tasavvur, zihinde oluşan mefhum, (b) düşüncel, ülküsel, ideal, bir şeyin olması arzu edilen
    şey, (c) (Platonizmde) uzay ve zamanın ötesinde var olan, yalnızca tinsel olarak anımsama yolu ile kavranabilen, duyularla yalnız görüngüleri algılanabilen asıl gerçeklik.
  9. Noun benzerlik.
  10. Noun hayal, zihinde oluşan şekil, hatıra, mevcut bir şeyin/kimsenin zihinde bıraktığı izlenim.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

consecrate one's life to an idea
hayatını bir fikre adamak Verb
get an idea fixed in one's mind
bir fikri kafasına çakmak Verb
get an idea fixed in one's mind
bir fikiri kafasına takmak Verb
get an idea into one's head
aklına olmayacak şey getirmek Verb
abandonment of an idea
bir fikirden vazgeçme
absolute idea
saltık/mutlak düşünce/fikir.
advertising idea
reklam fikri
basic idea
temel fikir
basic idea
ana fikir
be dominated by one idea
yalnızca bir fikirin egemenliği altında olmak Verb
be dominated by one idea
tek bir fikrin egemenliği altında olmak Verb
be possessed with an idea
bir fikre saplanmak Verb
be preposessed with an idea
bir fikrin esiri olmak Verb
big idea
istenmeyen/itirazlara sebep olan öneri/plan/fikir.
You're always coming here with your big ideas. Noun
big idea
maksat, niyet, amaç, hedef.
What's the big idea of selling the house: Evi satmaktan maksadın ne? Noun
carry out an idea
bir fikri yürürlüğe koymak Verb
central idea
ana fikir
central idea
esas fikir
cherish an idea
bir fikir beslemek Verb
creative idea
yaratıcı fikir
cure someone of an idea
birini saplantı halindeki fikrinden caydırmak Verb
develop an idea
bir fikri işlemek Verb
directive idea
ana fikir
entertain an idea
bir fikir beslemek Verb
European idea
Avrupa fikri
first rate idea
mükemmel fikir
fixed idea
sabit fikir. Noun
fixed idea
(2). Noun, Music
fixed idea
saplantı, fikri sabit.
fixed idea
sabit fikir Noun
foggy idea
belirsiz fikir
form an idea
bir fikre kapılmak Verb
form an idea
bir fikir edinmek Verb
fundamental idea
temel fikir
fundamental idea
esas fikir
general idea
genel fikir
germ of an idea
bir fikrin tohumu
give an idea
fikir vermek Verb
governing idea
ana fikir
impracticable idea
uygulama alanı olmayan fikir
indoctrinate someone with an idea
birine bir fikir aşılamak Verb
infatuate someone with an idea
birinin kafasına bir fikir sokmak Verb
insane idea
delice fikir
inventive idea
(patent kanunu) yeni buluş fikri
launch an idea
bir fikir ortaya atmak Verb
leading idea
esas fikir
lively idea
canlı parlak fikir
lively idea
canlı fikir
main idea
ana fikir
nutty idea
delice fikir
obsessed with an idea
bir fikre saplanma
plant an idea
bir fikrin tohumlarını atmak Verb
plant an idea
aklına bir fikir getirmek Verb
play with the idea
bir fikirle oynamak Verb
possess someone with an idea
birini bir fikirle taciz etmek Verb
pre empt an idea
bir fikri birine inhisar ettirmek Verb
preconceived idea
yanlış fikir
preconceived idea
peşin hüküm
preconceived idea
önyargı
promotional idea
(US) satış teşvik fikri
put forward an idea
dermeyan etmek Verb
quaint idea
acayip fikir
relinquish an idea
bir fikirden vazgeçmek Verb
root idea
temel fikir
sales idea
satış fikri
selling idea
satış fikri (bir slogan , temel kavram ya da satış teklifi
stereotyped idea
basmakalıp fikir
strike upon an idea
akla bir fikir gelmek Verb
support an idea
bir fikri desteklemek Verb
take an idea
fikir edinmek Verb
the very idea
daha neler! Ne saçma şey!
there you go ! that's it ! how strange ! what an idea
hoppala
untried idea
denenmemiş fikir
vague idea
bulanık fikir
warm to an idea
bir fikre sıcak bakmaya başlamak Verb
warm to an idea
bir fikri benimsemeye başlamak Verb
warm to an idea
bir fikre ısınmak Verb
wise idea
akıllıca fikir
idea that is gaining ground
akım
Don't get the wrong idea.
Yanlış anlama.
drop (the idea of doing sth
vazgeçmek Verb
drub an idea into sb
birinin kafasına bir fikir sokmak Verb
get the idea that
(yanlış olarak) zannetmek, sanmak, yanlış bir fikre saplanmak/kapılmak.
get the mistaken idea or impression that
zehaba kapılmak Verb
give a general idea of a book
bir kitap hakkında genel bir fikir vermek Verb
give up the idea (of
akıldan çıkarmak Verb
hammer an idea into sb's head
birinin kafasına bir fikir sokmak Verb
have a poor idea of sb's abilities
birinin yetenekleri konusunda doğru dürüst fikri olmamak Verb
have no idea of sth
bir şey hakkında fikri olmamak Verb
have no idea of sth
bir şey hakkında fikiri olmamak Verb
have some idea of the export business
ihracat konusunda fikri olmak Verb
have some idea of the export business
ihracat konusunda bir fikiri olmak Verb
my idea of
bence, fikrimce.
Going to a film is not my idea of spending a sunny day well: Sinemaya gitmek
bence güneşli bir günü iyi geçirmek değildir.
No idea.
Hiçbir fikrim yok.
prevalent idea on a question
bir konuda genellikle benimsenen fikir
The idea came across my mind
Aklıma şu fikir geldi.
The idea!
Amma yaptın ha!
What an idea! Ne acayip fikir! Ne münasebet! Hiç olur mu?
The very idea!
Ne kadar tuhaf!/saçma/gülünç!
The very idea of a thing! Olur şey değil!/Böyle şey tasavvur edilemez!
this idea deserves consideration
bu fikir üzerinde düşünmeye değer
to get the idea across
fikrini anlatabilmek, karşısındakinin kafasına sokabilmek.
What gave you that idea?
Bunu da nereden çıkardın?
What gave you the idea that ...
... olduğunu kim söyledi ki?
What gave you the idea that ...
... olduğunu da nereden çıkardın?
What gives you that idea?
Bunu da nereden çıkardın?
What gives you the idea that ...
... olduğunu da nereden çıkardın?
What gives you the idea that ...
... olduğunu kim söyledi ki?
what's the big idea ?
olup biten ne ?
English-Turkish phrases from Zargan's own database