in order

English-Turkish Translation

  1. (a) uygun, münasip, yolunda, (b) düzenli, sıralı, tertipli, muntazam.
    in order of age/rank/seniority
    etc: yaş/aşama/kıdem vb. sırasıyla (c) doğru, usule/mevzuata uygun.
    in applepie order: çok düzenli bir şekilde, yerli yerinde.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

put one's affairs in order
işlerine çekidüzen vermek Verb
put one's affairs in order
işlerini hale yola koymak Verb
put one's financial house in order
mali işlerini düzene sokmak Verb
put one's own house in order first
ilkin kendi işlerine bir çekidüzen vermek Verb
put/set one's house in order
işini düzene sokmak/yoluna koymak/düzeltmek.
set one's affairs in order
işlerini düzene koymak Verb
set one's house in order
toparlanmak Verb
set one's house in order
evine çekidüzen vermek Verb
set one's house in order
reformlar yapmak Verb
be in order
düzenli olmak Verb
be listed in order
sıralanmak Verb
be put in order
düzelmek Verb
be put in order
düzenlenmek Verb
have everything dead a and in order
her şey yerli yerinde ve düzenli olmak Verb
have someone list things in order
sıralatmak Verb
keep in order
düzenli tutmak Verb
list in order
sıralamak Verb
listing things in order
sıralama
put a place in order
ortalığı toplamak Verb
put a room in order
bir odaya çekidüzen vermek Verb
put in order
düzenlemek Verb
put in order
düzene sokmak Verb
put in order
ayarlamak Verb
put something in order
nizama sokmak Verb
put something in order
tanzim etmek Verb
put something in order
tensik etmek Verb
put something in order
hale yola koymak Verb
put something in order
bir şeyi düzene sokmak Verb
putting in order
tensik
putting something in order
tanzim
putting something in order
tensikat
receipt that is not in order
usulüne uygun olmayan makbuz
resort to every trick in order
her çareye başvurmak Verb
set in order
dizmek, sıraya koymak, düzeltmek.
in order of age
yaş sırasına göre
in order of merit
liyakat sıra sına göre
in order of merit
başarı sıra sına göre
in order of priorities
öncelik sırasına göre
in order of seniority
kıdem sırasıyla
in order of seniority
biriyle aynı kıdemde olmak kıdem sırasıyla
in order of size
büyüklük sırasına göre
in order of size
büyüklük sıra sına göre
in order that
… diye, … için.
in order that
… için, maksadıyla, gayesiyle, … diye. Conjunction
in order that
… için, … gayesiyle/maksadıyla, … diye.
in order to see: görmek için.
in order to
… için, … gayesiyle/maksadıyla, … diye.
in order to see: görmek için.
in order to balance our account
hesabımızı dengelemek için
in order to be precise
doğru ve kesin olmak amacıyla
in order to defeat the ends of justice
adaleti engellemek kastıyla
in order to end the matter
meseleyi kapatmak için
in order to ensure sth
bir şeyi elde etmek için
in order to preclude any misunderstaning
anlaşmazlıklara engel olmak için
in order to preclude any misunderstaning
anlaşmazlıklara meydan vermemek için
arrange in order of value
değer sırasına göre dizmek Verb
arrange in order of value
değer sıra sına göre dizmek Verb
arrange in order of value
değer sırasına göre ayarlamak Verb
arrange in order of values
değere göre dizmek Verb
be promoted in order of age
yaş sırasına göre terfi ettirilmek Verb
blow on a flame in order to extinguish it
püflemek Verb
done or said in order to hurt somebody
maksatlı
eat less in order to save money
boğazından kesmek Verb
file in order of date
tarih sırasına göre dosyalamak Verb
filing in order of date
tarih sırasına göre sıralama
tell stories in order to cheat sb
gazel okumak Verb
act in compliance with an order
bir emre itaat etmek Verb
arrange in alphabetical order
abc sırasına göre dizmek Verb
arrange in alphabetical order
alfabetik ya sıra göre dizmek Verb
arrange in alphabetical order
alfabe sırasına dizmek Verb
arrange in chronological order
tarih sırasına göre dizmek Verb
arrange in chronological order
tarih sıra sına göre dizmek Verb
arrange things in one's own order
eşyayı kendi düzenine göre sıralamak Verb
arrangement in alphabetical order
alfabe sırasına göre dizme
be arranged in alphabetical order
abc sırasına göre dizilmek Verb
be arranged in an order
dizilmek Verb
be in an apple-pie order
çok iyi bir düzen içinde bulunmak Verb
be in apple-pie order
çok iyi düzen içinde bulunmak Verb
be in good working order
iyi çalışır durumda olmak Verb
be in good working order
iyi işler halde olmak Verb
be put in working order
faaliyete geçmek Verb
confirm an order in writing
bir siparişi yazılı olarak teyit etmek Verb
confirm an order in writing
siparişi yazılı olarak teyit etmek Verb
delay in execution of order
siparişi yerine getirmede gecikme
document that is not in (legal) order
geçersiz belge
effect a retreat in good order
düzenli bir ricatte bulunmak Verb
execute an order in every particular
bir emri eksiksiz yerine getirmek Verb
file letters in alphabetical order
mektupları sırasıyla dosyalamak Verb
file letters in alphabetical order
mektupları sırayla dosyalamak Verb
filing in alphabetical order
alfabe sırasına göre dizme
in alphabetical order
abc sırasına göre
in bad order
kötü düzeyde
in chronological order
tarih sırasına göre
in first-rate order
çok iyi durumda
in good order and condition
iyi durumda
in good working order
iyi çalışır durumda
in good working order
çalışır durumda Adjective
in loose order
(askerlik) dağınık düzen
in marching order
yürüyüş düzen inde
in marching order
yürüyüş düzeninde
in numerical order
sayı sırasına göre
in numerical order
sayı sıra sına göre
in open order
(askerlik) dağınık nizam
in pursuance of an order
siparişe uyarak
in reverse order
ters sıra ile
in short order
çabucak, tezelden, süratle, acilen, acele.
in short order
hemen, derhal.
in the alphabetic order
alfabe sırasına göre
in the order of
sırasına göre
in the order of
... sıra sına göre
in the order of …
… sırasıyla Adverb
in the order of urgency
aciliyet sırasına göre Noun
in violation of public order
kamu düzenine aykırı Adjective, Law
in working order
çalışır durumda
in working order
işler
in working order
faal
in working order
arızasız
in working order
işler bir durumda
inversion of the word order in a sentence
takdim ve tehir
keep order in a class room
bir sınıfta düzeni sağlamak Verb
keep order in a classroom
sınıfta düzeni sağlamak Verb
leave one's affairs in perfect order
işlerini tam bir düzen içinde bırakmak Verb
order a trial in camera
danışmanın gizli yapılmasını emretmek Verb
order in council
kanun kuvvetinde kararname
order in council
(Br) kabine kararı
order in Council
kararname
order in writing
yazılı emir
order in writing
yazılı emir emr
put a watch in good working order
bir saati tamir etmek Verb
put high in one's order of priority
öncelik sırasında yüksek mertebeye koymak Verb
secure law and order in
zapturapt altına almak Verb
secure order in a place
zapturapt altına almak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database