Verb esinle(n)mek, ilham etmek/vermek/almak. Her beauty inspired him (= he was inspired by her beauty)
to write the song. inspired poets/artists. in an inspired moment.
Verb telkin etmek, (duygu/düşünce/fikir vb.) uyandırmak/aşılamak/vermek. to inspire confidence in someone
= to inspire someone with confidence: birisine güven telkin etmek. to inspire courage in someone He inspires hate/dislike in me: Bende nefret uyandırıyor.
Verb etkilemek, zorlamak, sevketmek, itmek, sürüklemek. Threats don't necessarily inspire people to work.
Verb heyecanlandırmak, canlandırmak, harekete geçirmek. His words inspired the crowd.
Verb vahiy gelmek, Tanrıdan ilham vaki olmak.
Verb (ilâhî tesirle) yönetmek, sevk etmek. Let God's will inspire you.
Verb soluk almak, (havayı/soluğu/nefesi) içine çekmek.
Verb uydurmak, (uydurma haber vb.) yaymak. His enemies inspired false stories about him.
Verb yaratmak, doğurmak, husule getirmek, uyandırmak. to inspire fear.
Verb (üfleyerek) hayat vermek, canlandırmak.
Verb etkilenmek, mülhem olmak, etkisi altında kalmak. He was particularly inspired by the Romanticists.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition