liberal

  1. Adjective, Sociology özgürlükçü
  2. açık/hür fikirli, serbest/açık düşünceli, liberal, din ve politikada ilerleme ve devrim yanlısı.
    liberal
    opinions: serbest fikirler.
    liberal Party: Liberal Parti.
    a liberal mind/thinker: serbest düşünen kimse.
  3. liberal: ilerici politik reformları savunan partiye ait, liberal parti üyesi.
  4. temsilî, hükümet yanlısı: aristokrasi ve monarşiye karşı gelen.
  5. yasalarla teminat altına alınmış geniş özgürlük taraftarı.
  6. geniş ölçüde fikir ve söz hürriyeti taraftarı.
  7. hoşgörücü, müsamahakâr.
  8. cömert, eli açık, mükrim.
    a liberal donation. a liberal supporter of the hospital.
  9. bol, mebzul, bereketli, zengin.
    He put in a liberal supply of coal for winter.
  10. (anlam, yorum) serbest, geniş görüşlü, mutaassıp olmayan.
    a liberal interpretation of the Bible.
  11. genel, ihtisaslaşmamış, tek bir alana münhasır olmayan, geniş serbest düşünceye yer veren.
müfrit liberal
liberalleşmek Verb
liboş Noun, Politics-Intl. Relations
solculara yönelik saldırı sözcüğü
liberal partiye girmek Verb
politik solun davalarına hiç düşünmeden destek veren entelektüel
açlığı kendine dava edinmiş
ama hiç aç kalmamış kişi
liberal geçinmek Verb
edebiyat bölümü: edebiyat, felsefe, dil, tarih ve toplumsal bilimleri içine alan üniversite dersleri
grubu. (Karşıtı: fen, mühendislik ve meslek dersleri).
Noun
özgürlükçü demokrasi
liberal demokrasi Noun, Politics-Intl. Relations
Liberal Demokrat Parti Proper Name, Political Parties
cömert bağışta bulunan kişi
(ihtisaslaşmamış/geniş konuları kapsayan) edebiyat dersleri öğretimi/öğrenimi. Noun
cömert armağan
âlicenapça hediye
alicenapça hediye
geniş yorum
kendini sıkmayış
doğal davranış
tutuk olmayan davranış
cömert teklif
Liberal Parti
serbest meslekler Noun
bol erzak
Serbest Cumhuriyet Fırkası Proper Name, Political Parties
Serbest Cumhuriyet Fırkası Proper Name, Organizations
Serbest Fırka Proper Name, Organizations
makul şartlar
(Br) kültür dersleri Noun
serbest düşünür
liberal ticaret
(Br) liberal parti sekreteri
iş hayatında cömert olmak Verb
parasını esirgemeden harcamak Verb
bol bol söz vermek Verb
parasını cömertçe sarfetmek Verb
parasını cömertçe sarf etmek Verb
(US) edebiyat fakültesi
Liberal Parti'nin direği Noun
liberalleşmek Verb
serbest fikirli davranmak Verb
  1. catholic
  2. liberal
  3. one world
  4. liberalistic
modern republicanism
advanced liberal
liberal democracy Noun, Politics-Intl. Relations
Liberal Democratic Party Proper Name, Political Parties
laissez-faire school
to pass for a liberal Verb
liberalization
liberal party
pillar of the liberal party Noun
to go liberal Verb
liberal trade

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Hürriyet ve ... yana olan