premature

  1. Adjective erken, vakitsiz, vaktinden önce, mevsimsiz, zamansız.
    His premature death at the age of 39 is a great loss.
  2. Adjective erken doğan, tam olgunlaşmamış/gelişmemiş.
    a premature baby.
  3. Adjective erken olgunlaşan, çabuk kemale eren.
erken doğum
vaktinden önce alınan karar
erken boşalma Noun, Sexuality
erken menopoz Noun, Medicine
erken tanıma Noun, International Law
vadesinden önce geri ödeme
vaktinden önce yazılmış rapor
vaktinden önce emekliye ayrılma
cildin erken yaşlanması Noun, Medicine
... için henüz çok erken.
prematurely Adverb, Medicine
preemie Noun, Medicine

Vaktinden önce doğmuş