reşit

English Turkish Phrases

resit
yeniden girilen sınav
resit
bir sınava yeniden girmek Verb
resit examination
bütünleme sınavı Noun, Education-Training
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. major
  2. adult
  3. full age
  4. of age
  5. sb who has come of age
  6. who has reached the age of discretion
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Harun Reşit
Harun al-Rashid Noun, Names
Harun Reşit
Haroun al-Rashid Noun, Names
reşit kadın
woman of full age
reşit olduğunda
on attaining full age
reşit olma
coming of age
reşit olma
majority Noun, Law
reşit olma çağı
age of maturity
reşit olma yaşı
legal age
reşit olma yaşı
age of capacity
reşit olma yaşı
lawful age
reşit olma yaşı
age of majority Noun, Law
reşit olmadan önce yapılan borçlar
debt contracted during infancy
reşit olmadan önceki zaman
infancy
reşit olmak
to come to years of discretion Verb
reşit olmak
to reach lawful age Verb
reşit olmak
to come again of age Verb
reşit olmak
to attain full age Verb
reşit olmak
to be of responsible responsible Verb
reşit olmama
nonage
reşit olmama
minority
reşit olmama defi
pleading the baby act
reşit olmama defisi
plead infancy
reşit olmama defisi
plea of infancy
reşit olmama defisinde bulunmak
to plead the baby act Verb
reşit olmama durumu
infanthood
reşit olmama itirazı
plea of the baby act
reşit olmamak
to be in one's nonage Verb
reşit olmayan
under age
reşit olmayan
under statutory age
reşit olmayan
underage
reşit olmayan bir çocuğun ana babasının otoritesinden kurtulması
emancipation from the authority of one's parents
reşit olmayan bir kimseye verilen kredi
loan to an infant
reşit olmayan birinin yaptığı sözleşme
infant's contract
reşit olmayan davacı
infant
reşit olmayan davacı
infant plaintiff
reşit olmayan hissedar
infant a
reşit olmayan hissedar
infant shareholder
reşit olmayan işçi
underage worker
reşit olmayan işçi
(US) underage worker
reşit olmayan kimse
infant
reşit olmayan kimsece yapılan sözleşme
infant's contract
reşit olmayan lehdar
infant beneficiary
reşit olmayan namına davacı vasi
next friend
reşit olmayanın ırzına geçme
statutory rape Noun, Criminal Law
reşit olmayanlara yasal hak ve koruma sağlanması
gault
reşit olmayanların yaptığı sözleşmelerin iptali
restitution of minors
reşit ve ceza ehliyeti (temyiz kudreti) olan kişi
person of full age and capacity
reşit ve ceza ehliyeti olan kişi
person of full age and capacity
ihmal edilen reşit olmayan küçük
neglected minor
kanuna karşı gelen reşit olmayan kişi
delinquent minor
kendi reşit oluncaya kadar davanın ertelenmesine ait talebi
age prayer
savunmada reşit olmadığını ileri sürmek
to plead infancy Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Doğru yolu bulan, doğru yoldan giden, ... ayırt edecek seviyede olan
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.