remember

  1. Verb anımsamak, hatırlamak, aklına gelmek.
    I just remembered his name.
    As far as I remember:
    hatırladığıma göre.
    Don't you remember me?
    Here is something to remember him by: İşte onu hatırlatacak bir şey.
  2. Verb unutmamak, aklında tutmak.
    remember your appointment.
    One cannot remember everything: İnsan
    her şeyi aklında tutamaz.
    That is worth remembering: akılda tutmaya değer.
  3. Verb anmak, yâdetmek.
  4. Verb bahşiş vermek, mükâfatlandırmak.
    remember the steward/the waiter.
    He remembered me in his will:
    Vasiyetinde beni unutmamış/bana da miras bırakmış.
  5. Verb selam götürmek/söylemek.
    remember me to your wife: Eşine benden selam söyle.
    He asks me to
    be remembered to you: Sana selamlarını yolladı.
  6. Verb hatırlatmak, aklına getirmek.
birini vasiyetnamesinde unutmamak Verb
anımsanabildiği kadarıyla
unutmak Verb
hatıra gelmemek Verb
unutmak Verb
anımsama
vasiyetnamede birini unutmamak Verb
garsona bahşiş vermek Verb
bugünmüş gibi hatırlıyorum
yanlış hatırlamıyorsam Adverb
aklımdayken Adverb
hazır aklımdayken Adverb
unutmadan Adverb
unutmadan söyleyeyim Adverb