respite

  1. Noun ara, fasıla, dinlenme, paydos, teneffüs.
    to work without respite: dinlenmeden çalışmak.
    His
    tootache gives him no respite.
  2. Noun erteleme, tehir, (geçici olarak) sonraya bırakma.
  3. Noun, Law (idam hükmünün vb. infazını) geçici olarak erteleme.
  4. Noun mehil, mühlet, alacaklının borçluya tanıdığı gecikme süresi.
    to grant a respite for payment.
  5. Transitive Verb ara/ fasıla/mola vermek, kısa süre dinlen(dir)mek, paydos etmek.
  6. Transitive Verb ertelemek, tehir etmek, sonraya bırakmak.
  7. Transitive Verb, Law (idam hükmünün vb. infazını) geçici olarak ertelemek.
süre tanımak Verb
süre tanınması için başvuru
mehil tanınması için başvuru
mühlet istemek Verb
son tanınan mehil
kesin mehil
mühlet vermek Verb
süre tanımak Verb
soluk aldırmak Verb
göz açamamak Verb
erteleme mektubu
moratoryum
temdit dilekçesi
tecil istidası Noun
soluk almadan çalışmak Verb
ara vermeden çalışmak Verb
bir idamın ömür boyu hapse çevrilmesi
cezanın ertelenmesi
kısa süreli bakım Noun, Medicine
geçici bakım Noun, Medicine
bir hükmün icrasını ertelemek Verb
ödeme mühleti
temdit harcı
bir aylık vade
bir hükmün uygulanmasını erteleme
temyiz başvurusunun ertelenmesi
temyizin ertelenmesi
ödeme için mühlet vermek Verb
bir senedin ödenmesi için mühlet tanımak Verb
bir senedin ödenmesi için mühlet tanımak Verb
göz açtırmamak Verb