parlamentoda yerini alacağından kesinlikle emin olmak
Verb
oto koltuğu yükseltici
Noun, Child Care
yükseltici oto koltuğu
Noun, Child Care
sırf kendi tecrübelerine dayanarak, yardım görmeden.
çocuk oto koltuğu
Noun, Child Care
çocuk araba koltuğu
Noun, Child Care
borsa üyeliğini bırakmak
Verb
içgüdüsel hareket etmek
Verb
yerini birine vermek
Verb
yerini birine vermek
Verb
bebek oto koltuğu
Noun, Child Care
bebek araba koltuğu
Noun, Child Care
(a) (mecliste vb.) yerini/mevkiini korumak, (b) tekrar milletvekili seçilmek, (c) oturduğu yerden kalkmamak.
(a) yerini/mevkiini kaybetmek, (b) tekrar milletvekili seçilmemek, (c) attan düşmek.
parlamentoda sandalyesini kaybetmek
Verb
milletvekilliğinden çekilmek
Verb
milletvekili sandalyesini boşaltmak
Verb
Kongre'deki sandalyesini istifa ederek bırakmak
Verb
(US) istifa sonucu millet meclisindeki koltuğunu boşaltmak
Verb
tövbe peykesi/sırası.
Noun
bebek oto koltuğu
Noun, Child Care
bebek araba koltuğu
Noun, Child Care
arka sandalye/koltuk.
Noun
sürücü mahallinde oturmak
Verb
bank koltuk
Noun, Transport
(tiyatro vb.) loca sandalyesi.
Noun
çanak koltuk: öne katlanabilen tek kişilik otomobil koltuğu.
Noun
parlamentoda bir sandalyeye talip olmak
Verb
il merkezi, kontluk başkenti.
yetkili/sorumlu makam/mevki.
be in the driver's seat: yetkili/sorumlu (mevkide) olmak.
Noun
fırlatma iskemlesi: tehlike ânında uçaktan ayrılıp paraşütle inen pilot iskemlesi.
fırlatma iskemlesi: tehlike ânında uçaktan ayrılıp paraşütle inen pilot iskemlesi.
katlanabilen koltuk
Noun, Transport
katlanır koltuk
Noun, Transport
üzücü/sıkıntılı/müşkül durum, ağır mes'uliyetli mevki.
be in the hot seat
mec. sorumluluktan kaçamamak.
Noun
uçakta pilot fırlatma sandalyesi.
Noun
(tiyatro/sinema vb.) özel koltuk: tiyatro yöneticilerinin/artistlerin özel davetlileri için ayrılmış koltuk.
Noun
yönetici durumunda, kontrol mevkiinde.
yargıçlık makamı, mahkeme.
(otomobilde) katlanabilen sandalye.
Noun
yerinden kalkmamak, at üzerinden düşmemek
Verb
çok az oy farkı ile kazanılan milletvekilliği.
seçim sonucu şüpheli milletvekilliği.
Rahman tahtı, Tanrı katı.
Noun
throne ile ayni anlama gelir. Tanrı katı, Rahman tahtı.
başka bir yere geçmek
Verb
pilot koltuğu
Noun, Aviation
oturacak yeri iyi beslenmemiş koltuk
parlamento adayı olmak
Verb
arka yolcu koltuğu
Noun, Transport
şirket merkezi
Noun, Companies Law
otomobilin arka tarafındaki açılır kapanır oturacak yer
birine yer göstermek
Verb
birine yerini göstermek
Verb
tekli koltuk
Noun, Transport
(araba) ayarlanabilir koltuk
otomobilde şöforün yanındaki yer
itibarını/şöhretini kaybetmek, bir köşeye atılmak, mevkiinden olmak.
She won't take a back seat to anyone: Mevkiini kimseye kaptırmak istemez.
önemini/prestijini kaybetmek, bir kenara çekilmek, sorumlu görev almaktan kaçınmak.
geriye/inzivaya çekilmek, sorumluluktan kaçınmak, önemsiz bir rol oynamak.
birinin yararına bir şeyden vazgeçmek
Verb
çocuğu helâya alıştırma oturağı.
rakip adayın bulunmadığı milletvekilliği sandalyesi
bir yeri (koltuğu) boşaltmak
Verb
(a) pencere içinde/yanında oturulacak yer, (b) (tren/vapur vb.de) pencere yanındaki koltuk.
Please reserve a window seat for me.
birine parlamentoda sandalye ayarlamak
Verb
bir yolcuyu yerleştirmek
Verb
emniyet kemeri.
safety belt ile ayni anlama gelir.
Noun
koltuk minderi
Noun, Transport
konukları akşam yemeği için yerleştirmek
Verb
birine bağımlı olmak
Verb
120-160 kişilik sivil jet uçağı
bir kurulda işgal edeceği bir yeri olmak
Verb
en önemli ticaret merkezi
parlamento için adaylığını koymak
Verb
parlamentoda sandalye için yarışmak
Verb
parlamento da sandalye için yarışmak
Verb
parlamentoda sandalyesi olmak
Verb
parlamento da sandalyesi olmak
Verb
kabinede sandalyesi olmak
Verb
kabine de sandalyesi olmak
Verb
bir kurulda yeri olmak
Verb
bir otobüste (cam kenarı değil de) iç taraftaki yer
bir otobüste (cam kenarı değil de) iç taraftaki yer
biri için yer tutmak
Verb
keyway ile ayni anlama gelir. yiv, kama yuvası.
parlamento daki sandalyeleri yeniden dağıtmak
Verb
biri için yer ayırtmak
Verb
(motorun) arkasında gitmek
Verb
birine iyi bir yer ayırmak
Verb
trende bir yer rezerve etmek
Verb
(Br) Lordlar Kamarası'nı açmak
Verb
Lordlar Kamarası oturumunu açmak.
bir yer işgal etmek yatar koltuk
bir şirketin veya firmanın merkezinin yer değiştirmesi
Noun