Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. İsim iskemle, sandalye, kanape, oturulacak yer.
    Using all our chairs we'll have seats for 12 people.
  2. İsim yer, oturma yeri.
    a car with four seats/to seat four: dört kişilik otomobil.
    2 tickets for
    good seats at the theater.
  3. İsim insan kıçı.
    My seat is rather sore from riding a horse.
  4. İsim elbisenin kıçı.
    the seat of one's pants.
  5. İsim oturuş.
  6. İsim taban, mesnet, kaide.
  7. İsim yer, mahal.
  8. İsim merkez, makar.
    Washington is the seat of the U.S. government.
    seat of a disease: hastalık merkezi.
  9. İsim (meclis/yönetim kurulu vb.) makam, üyelik.
    He was elected to a seat in the senate.
  10. İsim mevki, kürsü.
  11. İsim, Makine yatak.
  12. Fiil oturtmak.
    seat oneself: oturmak.
    He seated himself near the window.
    Please be seated: Lütfen oturunuz.
  13. Fiil yerleş(tir)mek, yer göstermek, yer bulmak.
    The usher seated us in the front row.
  14. Fiil oturacak yeri olmak.
    a theater that seats 1200 people: 1200 kişilik tiyatro.
  15. Fiil (sandalye/koltuk vb.'nin) oturacak yerini yenilemek.
  16. Fiil (parlamentoya vb.) yeni bir üyelik ihdas etmek.
  17. Fiil yerleştirmek, tespit etmek.
    seat the telescope on the tripod. Make sure the washer is firmly seated
    before tightening the pipe.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

(parliament) to vacate one's seat
istifa etmek Fiil
be safe to win one's seat
parlamentoda yerini alacağından kesinlikle emin olmak Fiil
booster seat
oto koltuğu yükseltici İsim, Çocuk Bakımı
booster seat
yükseltici oto koltuğu İsim, Çocuk Bakımı
by the seat of one's pants
sırf kendi tecrübelerine dayanarak, yardım görmeden.
child car seat
çocuk oto koltuğu İsim, Çocuk Bakımı
child car seat
çocuk araba koltuğu İsim, Çocuk Bakımı
drop one's exchange seat
borsa üyeliğini bırakmak Fiil
fly by the seat of one's pants
kör uçuş yapmak Fiil
fly by the seat of one's pants
içgüdüsel hareket etmek Fiil
give to yield one's seat to sb
yerini birine vermek Fiil
give up one's seat to sb
yerini birine vermek Fiil
infant car seat
bebek oto koltuğu İsim, Çocuk Bakımı
infant car seat
bebek araba koltuğu İsim, Çocuk Bakımı
keep one's seat
(a) (mecliste vb.) yerini/mevkiini korumak, (b) tekrar milletvekili seçilmek, (c) oturduğu yerden kalkmamak.
loose one's seat
(a) yerini/mevkiini kaybetmek, (b) tekrar milletvekili seçilmemek, (c) attan düşmek.
lose one's seat in parliament
parlamentoda sandalyesini kaybetmek Fiil
make one's seat reservation
yer ayırmak Fiil
resign one's seat
milletvekilliğinden çekilmek Fiil
resume one's seat
yerine dönmek Fiil
take one's seat
yerine oturmak Fiil
vacate one's seat
yerini boşaltmak Fiil
vacate one's seat
milletvekili sandalyesini boşaltmak Fiil
vacate one's seat in congress by resignation
Kongre'deki sandalyesini istifa ederek bırakmak Fiil
vacate one's seat in congress by resignation
(US) istifa sonucu millet meclisindeki koltuğunu boşaltmak Fiil
vacation of one's seat
sandalyesini boşaltma
adjustable seat
ayarlanabilir koltuk
airline seat
uçakta yer
anxious seat
tövbe peykesi/sırası. İsim
axle seat
dingil yatağı
baby car seat
bebek oto koltuğu İsim, Çocuk Bakımı
baby car seat
bebek araba koltuğu İsim, Çocuk Bakımı
back seat
arka sandalye/koltuk. İsim
be in the driver's seat
sürücü mahallinde oturmak Fiil
be left without a seat
ayakta kalmak Fiil
bench seat
bank koltuk İsim, Ulaşım
bevel seat
konik yatak
book a seat
koltuk ayırtmak Fiil
book a seat
yer ayırtmak Fiil
box seat
(tiyatro vb.) loca sandalyesi. İsim
bracket seat
açılır kapanır iskemle
bucket seat
çanak koltuk: öne katlanabilen tek kişilik otomobil koltuğu. İsim
canvass for a seat
parlamentoda bir sandalyeye talip olmak Fiil
car seat
otomobil koltuğu
complimentary seat
şeref koltuğu
congressional seat
parlamento oturumu
congressional seat
(US) parlamento oturumu
conical seat
konik yatak
county seat
il merkezi, kontluk başkenti.
cushioned seat
yaylı koltuk
dick seat
açılır kapanır iskemle
dickey seat
açılır kapanır iskemle
driver's seat
yetkili/sorumlu makam/mevki.
be in the driver's seat: yetkili/sorumlu (mevkide) olmak. İsim
economy seat
turist mevki koltuk
ejection seat
fırlatma iskemlesi: tehlike ânında uçaktan ayrılıp paraşütle inen pilot iskemlesi.
ejector seat
fırlatma iskemlesi: tehlike ânında uçaktan ayrılıp paraşütle inen pilot iskemlesi.
ejector seat
ejection seat
family seat
yurtluk
family seat
evladiye
foldable seat
katlanabilen koltuk İsim, Ulaşım
foldable seat
katlanır koltuk İsim, Ulaşım
forward s seat
ön yer
front row seat
ön sıra da yer
front row seat
ön sırada yer
front seat
ön koltuk Ulaşım
garden seat
bahçe bankı
hot seat
electric chair. İsim
hot seat
üzücü/sıkıntılı/müşkül durum, ağır mes'uliyetli mevki.
be in the hot seat
mec. sorumluluktan kaçamamak. İsim
hot seat
uçakta pilot fırlatma sandalyesi. İsim
house seat
(tiyatro/sinema vb.) özel koltuk: tiyatro yöneticilerinin/artistlerin özel davetlileri için ayrılmış koltuk. İsim
hunting seat
av köşkü.
in the driver's seat
yönetici durumunda, kontrol mevkiinde.
judgement seat
yargıçlık makamı, mahkeme.
jump seat
(otomobilde) katlanabilen sandalye. İsim
jumping seat
(otomobil) straponten
keep one's seat
yerinden kalkmamak, at üzerinden düşmemek Fiil
love seat
iki kişilik kanape. İsim
marginal seat
çok az oy farkı ile kazanılan milletvekilliği.
marginal seat
seçim sonucu şüpheli milletvekilliği.
mercy seat
Rahman tahtı, Tanrı katı. İsim
mercy seat
throne ile ayni anlama gelir. Tanrı katı, Rahman tahtı.
move to another seat
başka bir yere geçmek Fiil
municipal seat
belediye merkezi
no seat
dolmuştur
occupy a seat
bir yer işgal etmek Fiil
parliamentary seat
parlamento sandalyesi
passenger seat
yolcu koltuğu
pillion seat
art yeri
pilot seat
pilot yeri
pilot seat
pilot koltuğu İsim, Havacılık
poorly cushioned seat
oturacak yeri iyi beslenmemiş koltuk
put up for a seat
parlamento adayı olmak Fiil
rear passenger's seat
arka yolcu koltuğu İsim, Ulaşım
rear seat
arka koltuk Ulaşım
registered seat
şirket merkezi İsim, Şirketler Hukuku
reserved seat
(US) ayrılmış yer
resume your seat
yerine geçmek Fiil
resume your seat
koltuğuna dönmek Fiil
resume your seat
yerine dönmek Fiil
rumble seat
otomobilin arka tarafındaki açılır kapanır oturacak yer
secure a seat
bir yer ayırtmak Fiil
show someone to a seat
birine yer göstermek Fiil
show someone to his seat
birine yerini göstermek Fiil
single seat
tekli koltuk İsim, Ulaşım
sliding- seat
(araba) ayarlanabilir koltuk
suicide seat
otomobilde şöforün yanındaki yer
take a back seat
itibarını/şöhretini kaybetmek, bir köşeye atılmak, mevkiinden olmak.
She won't take a back seat to
anyone: Mevkiini kimseye kaptırmak istemez.
take a back seat
önemini/prestijini kaybetmek, bir kenara çekilmek, sorumlu görev almaktan kaçınmak.
take a back seat
geriye/inzivaya çekilmek, sorumluluktan kaçınmak, önemsiz bir rol oynamak.
take a seat
oturmak Fiil
take back seat
birinin yararına bir şeyden vazgeçmek Fiil
take back seat
arka planda kalmak Fiil
Take/have a seat
! (Lütfen) oturunuz!
tapered seat
konik yatak
the driver's seat
şoför mahalli
the driving seat
şoför mahalli
tip- up seat
straponten
tip-up seat
açılır kapanır iskemle
training seat
çocuğu helâya alıştırma oturağı.
uncontested seat
rakip adayın bulunmadığı milletvekilliği sandalyesi
vacant seat
boş yer
vacate a seat
bir yeri (koltuğu) boşaltmak Fiil
win a seat
milletvekili olmak Fiil
window seat
(a) pencere içinde/yanında oturulacak yer, (b) (tren/vapur vb.de) pencere yanındaki koltuk.
Please
reserve a window seat for me.
seat a candidate
birine parlamentoda sandalye ayarlamak Fiil
seat a passenger
bir yolcuyu yerleştirmek Fiil
seat availability
yer olması
seat belt
emniyet kemeri.
safety belt ile ayni anlama gelir. İsim
seat chart
oturma planı
seat cushion
koltuk minderi İsim, Ulaşım
seat in parliament
parlamentoda sandalye
seat in the cabinet
kabinede sandalye
seat of government
başkent
seat of government
hükümet merkezi
seat of honour
şeref koltuğu
seat of learning
ilim irfan yuvası İsim
seat on a board
yönetim kurulunda yer
seat on the exchange
borsa azalığı
seat people for dinner
konukları akşam yemeği için yerleştirmek Fiil
seat reservation
yer rezervasyonu
seat sb's salt
birine bağımlı olmak Fiil
(pol) seat (right to sit in a legislative body
sandalye
120-160 seat civil jet airliner
120-160 kişilik sivil jet uçağı
adjustable seat back
ayarlı koltuk
auto seat pad
dayak
be entitled to a seat on a committee
bir kurulda işgal edeceği bir yeri olmak Fiil
bulk seat sales
grup bileti satışı
chief seat of commerce
en önemli ticaret merkezi
contest a seat in parliament
parlamento için adaylığını koymak Fiil
contest for a seat in parliament
parlamentoda sandalye için yarışmak Fiil
contest for a seat in parliament
parlamento da sandalye için yarışmak Fiil
flight seat number
uçak koltuk numarası
have a seat in parliament
parlamentoda sandalyesi olmak Fiil
have a seat in parliament
parlamento da sandalyesi olmak Fiil
have a seat in the cabinet
kabinede sandalyesi olmak Fiil
have a seat in the cabinet
kabine de sandalyesi olmak Fiil
have a seat on a committee
bir kurulda yeri olmak Fiil
inside seat in a bus
bir otobüste (cam kenarı değil de) iç taraftaki yer
inside seat of a bus
bir otobüste (cam kenarı değil de) iç taraftaki yer
keep seat for sb
biri için yer tutmak Fiil
key seat, key bed
keyway ile ayni anlama gelir. yiv, kama yuvası.
main seat of activity
merkez büro
redistribute the seat in parliament
parlamento daki sandalyeleri yeniden dağıtmak Fiil
reserve a seat for sb
biri için yer ayırtmak Fiil
ride seat on a pillion
(motorun) arkasında gitmek Fiil
secure a good seat for sb
birine iyi bir yer ayırmak Fiil
sliding seat mechanism
ayarlı koltuk
take a seat in a train
trende bir yer rezerve etmek Fiil
take the seat on the wool- sack
(Br) Lordlar Kamarası'nı açmak Fiil
take the seat on the woolsack
Lordlar Kamarası oturumunu açmak.
the seat of the institutions
kurumların merkezi
to occupy a seat reclining seat
bir yer işgal etmek yatar koltuk
to ride seat on a pillion
(atın) terkisinde
transfer of the seat of a company or firm
bir şirketin veya firmanın merkezinin yer değiştirmesi İsim
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.