severe

  1. Adjective sert, şiddetli, haşin.
    They have been under severe criticism. His remark was very severe.
  2. Adjective çok ciddî.
    a severe face. severe military rules.
  3. Adjective ağır, vahim, kritik.
    severe penalties. severe shortage of food. The blast caused severe damage and heavy loss of life.
  4. Adjective sade, basit, süssüz.
    the severe beauty of an old house.
  5. Adjective şiddetli, dayanılmaz, çekilmez, tahammülü/katlanması zor.
    severe pain. the severest winter for ten years.
  6. Adjective çok titiz, dakik, intizamlı, müsamahasız.
    severe test of ability.
sert iklim
acımasız rekabet
sıkı rekabet
kıyasıya yapılan eleştiri
ağır hastalık
ağır yaralar Noun
ağır cismani zarar
acımasız hâkim
ziyan
ağır kayıp
kulunç
şiddetli ağrı
ağır ceza
ağır paylama
şiddetli tekdir
azarlama
ağır şartlar Noun
ağır ceza
çetin sınav
... ile ilişkisini kesmek Verb
acımasız rekabet ile karşılaşmak Verb
sıkıcı rekabet ile karşılaşmak Verb
haşin davranmak Verb
zılgıt yemek Verb
suçlulara ağır cezalar vermek Verb
suçlulara ağır ceza vermek Verb
çile çekmek Verb
ağır engelli Noun, Medicine
ağır yara almak Verb
çetin sınav geçirmek Verb
ciddi kayba uğramak Verb
ağır yaralanmak Verb, Medicine
ciddi bir ekonomik krize girmek Verb
büyük sıkıntılara uğramak Verb