stick to

  1. sadık/bağlı kalmak.
    stick by a friend: bir dosta sadık kalmak.
    stick to one's guns: sebat
    etmek, direnmek, ayak diremek.
    stick to one's word: sözünü tutmak, sözüne sadık kalmak.
kendi düşüncesinde direnmek Verb
(para) deve yapmak Verb
direnmek, ayak diremek, zorluklardan yılmamak, sebat etmek, (iddiasından/davasından) vazgeçmemek.
direnmek, sebat etmek.
kendi işine bağlı kalmak Verb
çizmeden yukarı çıkmamak, kendi işiyle uğraşmak, bilmediği işe burnunu sokmamak.
prensiplerine bağlı kalmak Verb
prensip bilerine bağlı kalmak Verb
ifadesine bağlı kalmak Verb
metnine bağlı kalmak Verb
kararına bağlı kalmak Verb
görüşleri üzerinde ısrar etmek Verb
görüşleri üzerinde israr etmek Verb
sözünü tutmak Verb
çok doyurucu olmak Verb
çok lezzetli olmak Verb
tutmak Verb
boy ölçüşmek, denk olmak,
argo aşık atmak.
...'in arkasında durmak Verb
anlaşmaya bağlı kalmak Verb
bir işte kalmak Verb
bir karara bağlı kalmak Verb
bir programa göre hareket etmek Verb
bir teklife bağlı kalmak Verb
teklife bağlı kalmak Verb
birşeyi yapmaya devam etmek Verb
ısrarla birşeyi yapmak Verb
birşeyi yapmakta diretmek Verb
birşeyi yapmaktan vazgeçmemek Verb
gerçeklerden ayrılmamak Verb
fiyatlara bağlı kalmak Verb
birşeyde diretmek Verb
birşeye bağlı kalmak Verb
birşeyi yerine getirmek Verb
birşeyde ısrar etmek Verb
birşeyden vazgeçmemek Verb
birşeye uymak Verb
birşeyden şaşmamak Verb
zarfa pul yapıştırmak Verb
kurala uymak Verb
gerçeklerden ayrılmamak Verb
kendi işine bakmak Verb
başkalarının işine karışmamak Verb
bir anlaşmaya harfiyen uymak Verb
patikadan çıkmamak Verb
patikadan sapmamak Verb
patikadan ayrılmamak Verb
konuya odaklanmak Verb
konudan ayrılmamak Verb
meseleye odaklanmak Verb
meselenin özünü kaçırmamak Verb
doyurmak.
yoldan çıkmamak Verb
yoldan sapmamak Verb
yoldan ayrılmamak Verb
kurallara uymak Verb
kuralları harfiyen yerine getirmek Verb
kurallara sıkı sıkıya uymak Verb
aynı hikâyeyi anlatmak Verb
aynı hikâyede ısrar etmek Verb
olayları aynı şekilde anlatmak Verb
konuya odaklanmak Verb
meseleye odaklanmak Verb
konudan ayrılmamak Verb
meselenin özünü kaçırmamak Verb
inat etmek Verb
bir adım geri atmamak Verb
Nuh demek peygamber dememek Verb
önemsiz şeyler üzerinde durmamak Verb
ders kitabına bağlı kalmak Verb
acısını birinden çıkarmak Verb
birinin canına okumak Verb
birine acı çektirmek Verb
birine bedel ödetmek Verb
birine sülük gibi yapışmak Verb
birine sinek gibi yapışmak Verb
birinin dikkatini çekmek Verb
birine önemli gelmek Verb
bir şeyin kabahatini birinin boynuna yüklemek Verb
karşı çıkmak Verb
bir işin hoş olmayan yanı ile uğraşmak zorunda kalmak (bir pazarlıktaki elverişsiz koşul
göze batmak, derhal göze çarpmak.
You'll stick out like a sore thumb with that hat on.