toilet

  1. kenef (kaba)
  2. Noun tuvalet, abdesthane, helâ (taşı).
  3. Noun banyo ve helâ, banyo dairesi.
  4. Noun tuvalet/giyinme odası.
  5. Noun giyinme, çekidüzen verme, tuvalet yapma.
    to make one's toilet: tuvalet yapmak, süslenmek.
  6. Noun
    toilet set ile ayni anlama gelir. tuvalet takımı (ayna, tarak, fırça vb.).
  7. Noun elbise, giyim/kuşam.
  8. Noun, Surgery ameliyat sonrası temizliği/dezenfeksiyon.
  9. Noun tuvalet masası.
Kağıttan yapılan ev eşyası, sıhhi malzemeler ve tuvalet malzemeleri imalatı (NACE kodu: 17.22) Noun, Trades-Professions
Parfümlerin, kozmetiklerin ve kişisel bakım ürünlerinin imalatı (NACE kodu: 20.42) Noun, Trades-Professions
Sabun ve deterjan, temizlik ve parlatıcı maddeleri; parfüm; kozmetik ve tuvalet malzemeleri imalatı (NACE kodu: 20.4) Noun, Trades-Professions
Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda kozmetik ve kişisel bakım malzemelerinin perakende ticareti (NACE kodu: 47.75) Noun, Trades-Professions
umumi tuvalet
büyük abdesti gelmek Verb
sifonu çekmek Verb
çıkmak Verb
abdest bozmak Verb
dışarı çıkmak Verb
oldukça fazla sık dışarı çıkmak Verb
paralı tuvalet
alaturka tuvalet
tuvalet eşyası Noun
tuvalet malzemesi
tuvalet fırçası Noun
tuvalet çantası Noun
şamandıra
tuvalet/taharet kâğıdı, helâ kâğıdı.
yüz pudrası.
tuvalet kâğıdı rulosu Noun
banyo dairesi.
toilet ile ayni anlama gelir. tuvalet takımı (ayna, tarak, fırça vb.).
kokulu sabun, tuvalet sabunu.
tuvalet sabunu.
tuvalet
tuvalet masası
çocuğun helâya alıştırılması.
tuvalet kolonyası.
umumi tuvalet