year

  1. Noun yıl, sene.
    This/last/next year: Bu/geçen/gelecek yıl.
    all the year round: bütün yıl boyunca
    .
    year after year: her yıl.
    by year: yıllık, yıldan yıla.
    to pay by year: yıllık (taksitlerle) ödemek.
    year by year = from year to year: seneden seneye.
    year in and year out = year in year out: yıllarca, senelerce, seneden seneye, yıllar boyu, daima, her zaman, aralıksız.
    every year = each year: her yıl.
    every other year = every second year: yıl aşırı, iki yılda bir.
    for years: yıllarca.
    They have not seen each other for years.
    from one year to the other: bir yıldan ötekine.
  2. Noun
    calendar year ile ayni anlama gelir. takvim yılı/senesi: 1 Ocaktan 31 Aralığa kadar devam eden
    12 aylık/ 365 veya 366 günlük süre.
    the year 1993: 1993 yılı.
    common year: âdi sene.
    leap year: artık yıl, sene-i kebise.
  3. Noun 365 günlük herhangi bir zaman süresi.
    It happened 5 years ago.
    years (and years) ago: senelerce
    önce.
    a year and a day
    huk. bir yıl ve bir gün.
    year of grace: Milâdî yıl.
    The year of grace 1989: Milâdî 1989 yılı.
  4. Noun, Astronomy (a)
    lunar year ile ayni anlama gelir. kamerî yıl, 12 kamerî aylık süre, (b)
    astronomical year/
    equinoctial year/solar year/tropical year ile ayni anlama gelir. dönence yılı: bir ılım noktasından ötekine geçme süresi. (c)
    sidereal year
    dd: güneş yılı: dünyanın güneş etrafında tam bir dönüş süresi= 365 gün, 5 saat, 48 dakika 45.5 saniye.
  5. Noun gezegen yılı: bir gezegenin güneş etrafında tam bir dönüş süresi.
    The Martian year: Merih yılı.
  6. Noun (öğretim vb. kurumlarında) yıl, takriben 12 aylık çalışma dönemi.
    academic year : ögretim yılı.

    school year: ders yılı.
  7. Noun yaş.
    He is 5 years old: 5 yaşındadır.
    from his earlier years: küçük yaştanberi.
    He looks
    old for his years: Olduğundan daha yaşlı görünüyor.
    well on in years: yaşı ilerlemiş.
    to get on in years: yaşlanmak, yaşı ilerlemek.
    to grow in years: yaşı ilerlemek.
    to reach years of discretion: reşit olmak, sinni rüşte ermek.
    8.
    years: (a) zaman.
    in years gone and years to come: geçmişte ve gelecekte (geçmiş ve gelecek zamanda/yıllarda). (b) yaş, çağ, (c) yaşlılık, ihtiyarlık.
    a man of years: yaşlı bir adam.
    He is very healthy for a man of his years: Yaşlı olmasına rağmen çok sıhhatli.
uzun süreli görevlendirme Noun, Education-Training
öğretim yılı Noun, Education-Training
akademik yıl Noun, Education-Training
eğitim ve öğretim yılı Noun, Education-Training
hesap yılı
hesap yılı Noun, Accounting
denetim yılı
murakabe yılı
başarılı satış yılı
temel yıl
baz yıl
başvuru yılı
istatistikte
doğum yılı
ekli yıl
artık yıl
kazançlı yıl
konjonktür yılı
refah yılı
bütçe yılı
bütçe yılı
iş yılı
bir yıllık hesap dönemi
takvim yılı: (a) year (2), (b) bir yılın belirli bir gününden ertesi yılın aynı gününe kadar geçen süre.
takvim yılı. Noun
year ile ayni anlama gelir. takvim yılı/senesi: 1 Ocaktan 31 Aralığa kadar devam eden 12 aylık/
365 veya 366 günlük süre. the year 1993: 1993 yılı. common year: âdi sene. leap year: artık yıl, sene-i kebise.
takvim yılı Noun
nüfus sayımı yılı
takvim yılı: (a) year (2), (b) bir yılın belirli bir gününden ertesi yılın aynı gününe kadar geçen süre.
takvim yılı. Noun
malî yılın kapanması
son bulan yıl
yılın başlangıcı
ticari yıl (30 günlük 12 ay 360 günden oluşan zaman süresi
ticari yıl
bayağı yıl, 365 gün, artık/kebise olmayan yıl. leap year Noun
şirket hesap yılı
şirketin hesap yılı
şirketin mali yılı
mahsullü yılı
mahsul yılı
cari hesap yılı
içinde bulunulan malî yıl
cari vergi yılı
cari sene
içinde bulunulan sene
cari yıl
kriz yılı
felaketler yılı
felaket yılı
her izleyen yıl
ekonomik bakımdan kriz yılı
seçim yılı
yıl sonu Noun
dönence yılı. Noun
yılın olayları Noun
vasiyeti tenfiz memurunun görevini yapacağı ölüm yılı
deneme yılı
(US) bereketsiz yıl
mali yıl
bütçe yılı; malî yıl
bütçe yılı
hesap dönemi Noun, Accounting
mali yıl
hesap dönemi Noun, Accounting
senelik
senevi
bütün yıl
jeofizik yıl
bir ürün ya da hizmetin reklam bütçesi için birbirini izleyen on iki aylık süre
mezuniyet yılı Noun, Education-Training
altı ay
Mutlu Yeni Yıl
yılda 5000 dolar kazanmak Verb
senevi
yıllık kazanç
önümüzdeki yıl
yeni yıl
artık yıl
başlangıç yılı
yeni bir ürünün ya da reklam kampanyasının ilk yılı
af yılı: Papanın bazı vesilelerle tam ve genel olarak Katoliklerin günahlarını bağışladığı yıl.
geçen yıl
yılın son aylarında Adverb
zarar yılı
artık yıl, senei kebise: 366 gün süren (Şubat ayı 29 gün olan) yıl: 365.25 gün süren astronomi yılı ile
365 günlük takvim yılı arasındaki farkı kapatmak için 4 ile bölünebilen (400 ile bölünemeyen sonu çift sıfırlı yıllar hariç) her yıl artık yıl sayılır. common year
Noun
takvim yılı: (a) year (2), (b) bir yılın belirli bir gününden ertesi yılın aynı gününe kadar geçen süre.
yıllık kiraya verilmek Verb
ışık yılı Noun, Astronomy
kamerî yıl, Ay yılı.
kritik yıl Noun
yeni yıl. Noun
yılbaşı, yeni yılın ilk günleri. Noun

New Year's Day. Noun
gelecek sene
gelecek yıl
ürünsüz yıl
kıtlık yılı, kesat yılı, ürünün/üretimin düşük olduğu yıl.
an off year for auto sales. Noun
(a) seçimsiz/seçim yapılmayan yıl, (b) Cumhurbaşkanı seçimi yapılmayan yıl. Noun
iş yılı
geçen yıl
açılış yılı
açılış açılma yılı
işletme yılı
faaliyet yılı Noun, Accounting
geçen yıl
işlerin en yoğun olduğu dönem
yılda
geçen yılki dönem
bir kişi tarafından bir yıl içinde yapılan işe eşit iş birimi
poliçe yılı
sigorta yılı
önceki yıl
önceki yıl
hazırlık yılı
içinde bulunduğumuz yıl
(US) seçim yılı
önceki yıl
kazançlı geçen yıl
kriz yılı
(Br) tahta çıkış yılı
(Musevî takvimine göre) 354 günlük yıl.
sabbatical ile ayni anlama gelir. Üniversite öğretim üyelerinin genellikle 7 yılda bir aldıkları ücretli izin.
satış yılı
ders yılı. Noun
güneş yılı/senesi, şemsî yıl.
başlangıç yılı
grev yılı
vergi yılı
yıl boyunca
ticaret dönemi
ticari yıl
deneme yılı
dönence yılı.
iş yılı (reasürans mukavelesi ile temin edilen yıl
bir yıl geçerli
savaş yılı
tam yıl
işletmenin hesap yılı
yıllık verim
verimli yıl
(US) yıl sonu ayarlaması
(Br) yıl sonu temettüsü
yıl sonu envanter kayıt ydıları Noun
yıl sonu envanter kayıtları Noun
(US) yıl sonu rakamları Noun
(US) yıl sonu raporu
tahakkuk yılı
doğum yılı
doğum
sigortanın başlangıç tarihi
vade yılı
yas yılı
kuruluş yılı
deneme yılı
kriz yılı
yıllık hesap
yıl sonu Noun
bir yıllık garanti
bir yıllık kira
yıl sonu baskısı
yıldan yıla temdit edilen kira mukavelesi
ilk çıraklık yılı
ilk sigorta yılı
… mali yılı Noun, Accounting
bir yıllık kurs
yıllık kurs
Mutlu yıllar.
1985 yılı gelir vergisi
geçen yılın temettü üü
geçen yılın temettüsü
Yeni Yıl kartı
yeni yıl kartı
yılbaşı
yeni yıl konuşması
doksan dokuz yıllığına kiralama
ara seçim
bir yıllık garanti
bir yıllık maaş
geçen yılın modası Noun
altmışlık
borsa yıllığı
kiraya veren tarafından feshedilebilen bir kira sözleşmesi ile bir bina veya araziyi kullanan kişi
sözleşmenin başladığı yıl içinde altı ay öncesinden ihbara bağlı olarak
kiraya veren tarafından feshedilebilen bir kira sözleşmesi ile bir bina veya araziyi kullanan kişi
sözleşmenin başladığı yıl içinde
altı ay öncesinden ihbara bağlı olarak
ertesi yıl
öbür yıl
önceki yıl
önceki yıl
evvelki sene Noun
evvelki yıl Noun