land

  1. Noun kara, arz, yeryüzü.
    Travel over land and sea: Karada ve denizde seyahat etmek.
    Come in sight
    of land: Karayı görmek.
    To reach land: Karaya varmak/ulaşmak.
    The storm blew fiercely over land and sea: Karada ve denizde şiddetli fırtına esiyordu.
  2. Noun toprak, arazi, tarla.
    He bought land in Florida: Floridada arazi satınaldı.
    forest land:
    ormanlık arazi.
    rough and stony land: arızalı ve taşlık arazi.
  3. Noun memleket, ülke, diyar.
    mountainous land: dağlık memleket.
    people of many lands: çeşitli
    ülkelerin halkı.
    native land: anayurt, anavatan.
    the Holy land: Arzı Mukaddes, Filistin.
  4. Noun arsa, yer.
    the land on which this house is built.
  5. Noun, Law emlâk, arazi.
    land prices have risen quickly.
  6. Noun, Economics doğal kaynaklar.
    land, labor and capital are the principal factors of production.
  7. Noun memleket, millet.
    war between lands: milletler arasında savaş.
  8. Verb karaya çık(ar)mak, (gemi) yanaş(tır)mak, (uçak) in(dir)mek.
    The passengers landed. The ship landed
    at the pier. The pilot landed the airplane safely.
  9. Verb götürmek, sevketmek, sokmak, sürükle(n)mek,
    mec. boylamak, yuvarlanmak.
    His behavior will land
    him in jail: Bu tutum seni hapse sürükler.
    The thief landed in jail: Hırsız cezaevini boyladı.
    This boat will land you in İzmir.
    The car landed in the ditch: Araba hendeğe yuvarlandı.
  10. Verb elde etmek, yakalamak, kazanmak,
    mec. konmak.
    to land a job. to land a fish. He landed a valuable prize.
  11. Verb (balık) tutup karaya getirmek.
  12. Verb
    land up: (eninde sonunda) varmak, ulaşmak, erişmek, boylamak.
    He landed up in jail: Sonunda
    hapsi boyladı.
    The report landed up on my desk: Rapor dönüp dolaşıp benim masama geldi.
    We finally landed up in a small village: Sonunda küçük bir köye vardık.
  13. Verb (tokat, sille vb.) aşketmek/indirmek.
    I landed one on his chin. I landed a blow on his nose.
  14. Verb kon(dur)mak.
    The bird landed on the branch.
arazisini ipotek etmek Verb
dört ayak üstüne düşmek, uygunsuz koşullara rağmen başarmak, şansı yaver gitmek.
diyar-ı gurbet Noun
bir zorluğun içinden çıkmak Verb
doğduğu yere geri dönmek Verb
toprak ve tarım reformu Noun, Politics-Intl. Relations
dört ayak üstüne düşmek.
He always lands on his feet.
Kara taşımacılığı ve boru hattı taşımacılığı (NACE kodu: 49) Noun, Trades-Professions
toprak kanunu Noun, Law
Kara Sınırlarının Korunması ve Güvenliği Hakkında Kanun Proper Name, Law
Kara taşımacılığı ile yapılan diğer yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 49.3) Noun, Trades-Professions
Başka yerde sınıflandırılmamış kara taşımacılığı ile yapılan diğer yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 49.39) Noun, Trades-Professions
Kara taşımacılığını destekleyici hizmet faaliyetleri (NACE kodu: 52.21) Noun, Trades-Professions
parasını araziye bağlamak Verb
arsasını paraya çevirmek Verb
Kara taşımacılığı ile yapılan şehir içi ve banliyö yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 49.31) Noun, Trades-Professions
terkedilmiş arazi
terk edilmiş arazi
bir kasabaya veya pazar yerine yakın olduğu için benzeri normal bir araziden daha yüksek kira geliri
sağlayacak özel çiftlik arazisi
verimsiz çorak toprak
çorak toprak
sınır
yeşil alanların aksine
geçmişte endüstri ya da ticaret amacıyla kullanılmış olmasından ötürü niteliği değişmiş arazi
ipotek edilebilir arsa
ticari amaçla kullanılan arazi
umumi arazi
belediye arazisi
belediyeye ait arazi
ihtilaflı arazi
işlenmemiş arazi Noun
ıssız arazi
rıhtım
borç yüzünden haczedilmiş arsa
verimli toprak
zorunlu iniş yapmak Verb
gurbet
orman arazisi
ağaçlandırılmış arazi
orman arazisi
(Br) parsellenmiş arsa
sınır bölgesi
arazi bağışlamak Verb
otlak
uç parçası Noun
tarlanın sürülmeyen kenarı
tatil geçirme yeri
evin arsası
işlenmemiş toprak
yorulmuş toprak
kiralanmış arazi
hayat boyu kira sözleşmesi
taban
marjinal arazi (cari fiyatlarda ekimi ancak maliyetleri karşılayan arazi
marjinal arazi
çayır
vasiyetnamede satılması öngörülmüş arazi
anavatan
taşkına uğramış toprak
ortaklığa ait arsa
otlak arazisi
çiftlik arazisi
verimli arazi
toprağı işlenecek hale getirmek Verb
tapu siciline kaydedilmiş arazi
(Br) tapu siciline kaydedilmiş arazi
terk edilmiş arazi
kiralanmış arazi
arazi Noun, Law
işlenmiş toprak
(gemi) sahilden ayrılmak Verb
miras bakımından belirli şahıslara bırakılan ve üzerinde yalnız intifa hakkının tesisi caiz olan arazi
büyük mağazaların bulunduğu yer
tiyatroların bulunduğu semt
araziyi devir ve ferağ etmek Verb
(Br) işlenmemiş toprak
engebeli arazi
(US) sürülmemiş toprak
(Br) tapuda kaydı olmayan arsa
(US) kullanılmayan arazi
arsa Noun, Law
(US) tatil geçirme yeri
çorak toprak
üzerinde inşaat olmayan arazi
toprak davası Noun
(US) emlak bürosu Noun
emlak komisyoncusu
jeran
toprak sathı
kara ordusu
parselleri birleştirme
karasınırı
kara sınırı
karadan esen rüzgâr
(Br) emlak komisyoncusu
arsa komisyoncusu
kara taşımacı
en yüksek arazi fiyatları Noun
(Br) arazi sertifikası (mülkiyet değişikliklerini içerir
arazi vergisi
(Br) emlak vergisi
(US) arazi parsellemek için hak talebi
arazi alım satımıyla uğraşan emlakçilik şirketi
arazi tesviyesi
arazi toplulaştırılması
(zorunlu) arazi satışı
hava koridoru
arazi davaları mahkemesi
arazinin uğradığı hasar
arazi alım satımı
arazi geliştirilmesi
emlak
arsa fiyatı
kara sınırı
toprak kirası
mal boşaltmak Verb
arazi tazminatı
arsa spekülatörü
arazi simsarı
gayri menkul
emlak spekülatörü
emlak spekülasyonu
kara yolculuğu
kara seyahati
arazi hukuku
kara hattı
kara bağı
toprak istikrazı
arazi ölçüleri Noun
arazi ölçümü
emlak bankası Noun
toprak ve arazinin devletleştirilmesi
arazi sahibi
toprak mülkiyeti
toprak tahsisi belgesi
(US) toprak tahsisi belgesi
kara uçağı
kara kuvveti
arazi alımı
tarım sorunu
arazi açıp işleme
(US) tapu sicili
tapu sicili
çiftlik idarecisi
yardımcı eleman
tapu dairesi Noun, Public Administration
kadastro
(Br) tapu kadastro dairesi
toprak kirası
arazi iradı
alan ihtiyacı
arazi geliri
(sigorta) kara taşımacılığı riski
kara yolu
(uçak) emniyetli inmek Verb
kamu arazisi tahsis belgesi
ikinci gelmek Verb
(denizcilik) kara hizmeti
arsa spekülasyonu
arsa spekülatörü
(telsiz) kara istasyonu
çiftlik kâhyası (bir çiftliği veya geniş araziyi yönetmek için istihdam edilen kişi
(Br) emlak idarecisi
haritacılık
arazi planı
arazi mesahacılığı
arazi ölçümü
kadastro memuru
mesaha memuru
iltizam
duvar desteği
arazi devir ve temliki
kara taşımacılığı
karayolu trafiği
karayolu taşımacılığı
soluğu almak Verb
bitivermek Verb
arazi değeri
(Br) gümrük memuru
(US) toprak tahsis belgesi
(US) arazi tahsisi belgesi
istenilmeyen bir sorumluluğu yüklenme zorunda kalmak Verb
toprak işçisi
tarım işçisi