çevresiyle uyum içinde olmak
Verb
nağmeyi/makamı değiştirmek, ağız değiştirmek, fikrinden/sözünden/kararından dönmek, alçaktan almak.
pişman/nadim olmak.
You say you won't speak to me again, but you'll soon change your tune.
tam notasına/usulüne göre şarkı söylemek.
başka bir tutum benimsemek
Verb
tutumunu değiştirmek
Verb
davranışlarını değiştirmek
Verb
birinin emrinde olmak
Verb
Ben ona gösteririm/dünyanın kaç bucak olduğunu anlatırım.
vücudu formunda tutmak
Verb
ayarsız, akortsuz, uygunsuz, âhenksiz, düzensiz.
herkesin ağzında dolaşan melodi
hal ve tavrını/düşüncelerini tamamen değiştirmek.
başka bir hava çalmak
Verb
parayı veren düdüğü çalar
belirli bir frekansa/istasyona ayarlamak.
tune in to a station: bir radyo istasyonuna ayarlamak.
(a) istasyona tam ayarlamak, ince ayar yapmak, (b)
argo yüz çevirmek, ilişkiyi kesmek.
(a) çalgıları akort etmek, (b) (motor vb.) ayarlamak, düzgün işler hale getirmek.
otomobil (satış için) ayarlamak
Verb
otomobil (satış için) toplamak
Verb
bir arabayı revizyona sokmak
Verb
50 sterlin'lik cezaya çarptırılmak
Verb
zaten tam kapasite işlemekte olan bir ekonominin ince ayarını yapmak
Verb
fiyatına.
to the tune of $50: elli dolara.