ultra

  1. aşırı (giden şey/ kimse), iftrat, hadden aşkın/ziyade.
  2. (dinde/ politikada) müfrit (kimse).
  3. üstün.
tepe, zirve, en yüksek nokta, evci bâlâ.
mükemmeliyetin son haddi.
-in ötesinde, öbür tarafında, -ötesi/-aşırı.
ör.: ultra-Arctic, ultraequinoctial, ultragalactic, ultralunar,
ultra-Martian, ultra-Neptunian, ultrastellar, ultraterrestrial, ultrazodiacal.
Prefix
aşırı, son derece, fazla, ifrat derecede. Örnekler: Prefix
(Br) alışılmadık ucuz para politikası Noun
aşırı tutucu
(Lat) kuvvet veya yetkinin ötesinde
yasak
bir hükmi şahsın nizamnamesindeki belli amaç ve yetkilerini aşan fiil veya muamele
bir hükmi şahsın nizamnamesi ile belirli amaç ve yetkilerini aşan fiil veya muamele
yetkiyi aşma
yetki ötesinde kredi
yetki dışı işlem
(bir kişinin/kurumun) yasal yetkisi dışında. Law
yasak, memnu.
yetkisi dışında olmak Verb
şirketin yasal yetkilerini aşan bir durumda kredi alma
yetkiyi aşma doktrini