valid

English-Turkish Translation

  1. Adjective varid (outdated)
  2. Adjective geçerli, muteber, yerinde, doğru, haklı.
    a valid objection.
  3. Adjective etkin, tesirli, müessir.
    a valid remedy.
  4. Adjective mer'i, yürürlükte, yasal, meşru, kanunî.
  5. Adjective, Logic sağlam, makul, mantıkî: sonucu çelişkiye düşmeden reddedilemeyen (önerme).
  6. Adjective sağlam, gürbüz, sıhhatli.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

exercise one's perfectly valid right
tamamıyla geçerli hakkı kullanmak Verb
exercise one's perfectly valid right
tamamiyle geçerli hakkı kullanmak Verb
agreeable valid
makbul
be located in the area in which a law is valid
bir kanunun geçerli olduğu bölgede yerleşik olmak
be located in the area in which a law is valid
bir kanunun geçerli olduğu bölgede ikamet etmek
be no longer valid
sakıt olmak Verb
be valid
muteber olmak Verb
be valid
geçerliliği olmak Verb
be valid
geçerli olmak Verb
become valid
yürürlüğe girmek Verb
cease to be valid
gerçekliğini yitirmek Verb
genuine and valid
sahih ve geçerli (yeterli karşılığı olan ve usulüne göre hazırlanmış çekin durumu
good and valid
kanunen geçerli
ineffect valid
meri
legally valid
kanunen geçerlik
make valid
tasdik etmek Verb
make valid
geçerli kılmak Verb
not being valid
geçersizlik
remain valid
geçerli kalmak Verb
render valid
geçerli kılmak Verb
render valid
muteber kılmak Verb
render valid
tasdik etmek Verb
timetable that is no longer valid
geçerliği sona eren tarife
timetable that is no longer valid
geçerliliği sona eren tarife
valid address
geçerli adres
valid argument
geçerli kanıtlar
valid argument
geçerli delil
valid argument
doğru iddia
valid claim
geçerli talep
valid consideration
kanunen geçerli ivaz
valid contract
kanunen geçerli sözleşme
valid contract
geçerli sözleşme
valid date
ay ve yıl olarak belirtilen geçerli tarih
valid deed
geçerli senet
valid defense
meşru müdafaa
valid delivery
geçerli teslim
valid excuse
geçerli mazeret
valid for …
geçerlilik süresi Noun
valid for one year
bir yıl geçerli
valid for three months
üç ay için geçerli
valid grounds
geçerli nedenler Noun
valid in form and fact
öngörülen şekil klie uygun
valid in form and fact
öngörülen şekle uygun
valid in form and fact
hem biçim hem de içerik bakımından geçerli
valid in law
kanunen geçerlik
valid in law
kanunen geçerli
valid instrument
geçerli senet
valid marriage
geçerli evlilik
valid method
doğru yöntem
valid objection
geçerli itiraz
valid offer
geçerli teklif
valid passport
geçerli pasaport
valid patent
geçerli patent
valid proof
geçerli kanıt
valid quorum
geçerli yeterli çoğunluk
valid reason
geçerli sebep
valid reason
geçerli neden
valid reason
makul neden, makul sebep, geçerli neden, geçerli sebep Noun
valid receipt
geçerli makbuz
valid resolution
geçerli karar
valid security
geçerli teminat
valid source
sağlam kaynak Noun
valid source
sahih kaynak Noun
valid test
geçerli test
valid through:
son geçerlilik tarihi: Noun
valid ticket
geçerli bilet
valid title
geçerli mülkiyet hakkı
valid until lifted
fekki bildirilinceye kadar (FBK) Law
valid will
geçerli vasiyetname
be valid in law
kanunen geçerli olmak Verb
constitute a valid meeting
geçerli bir toplantı için gerekli şartları yerine getirmek Verb
constitute an indenture a valid binding and legal agreement
bir sözleşme kâğıdını geçerli
constitute an indenture a valid binding and legal agreement
bağlayıcı ve kanuni sözleşme durumuna getirmek Verb
raise valid objections to a scheme
bir tasarıya geçerli itirazlarda bulunmak Verb
sb lacking a valid excuse
özürsüz
without a valid reason
makul bir neden olmaksızın, makul bir sebep olmaksızın, geçerli bir neden olmaksızın, geçerli bir sebep olmaksızın Adverb
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Baba
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.