yağ

Turkish-English Translation

  1. oil
  2. grease
  3. margarine
  4. butter
  5. Noun ointment
  6. lubricant
  7. suet
  8. tallow
  9. shortening
  10. oleo
  11. inunction
  12. fat
  13. (cooking) oil
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Sıvı ve katı yağ imalatı (NACE kodu: 10.41)
Manufacture of oils and fats (NACE code: C10.4.1) Noun, Trades-Professions
trans yağ
trans fat Noun, Food-Kitchen
trans yağ
trans fatty acid Noun, Food-Kitchen
trans yağ
trans-unsaturated fatty acid Noun, Food-Kitchen
ağır yağ
fuel oil
ağır yağ
dead oil
ağırlık yağ
deadweight cargo
birleşik yağ
fixed oil
bitkisel sıvı yağ
vegetable oil
bitkisel yağ
vegetable oil
çoklu doymamış yağ
polyunsaturated fat Noun, Medicine
doymamış yağ
unsaturated fat Noun, Medicine
doymuş yağ
saturated fat Noun, Medicine
eterli yağ
volatile oil
hamur işlerine katılan yağ
shortening
hayvansal yağ
animal fat
hidrojene nebati yağ
hydrogenated vegetable oil
kalın yağ
lubricating oil
kalın yağ
heavy oil
lavantadan çıkarılan yağ
lavender oil
madeni yağ
naphta
madeni yağ
lube oil
mineral yağ
mineral oil
nebati yağ
vegetable oil
sade yağ
ghee Noun, Food-Kitchen
tekli doymamış yağ
monounsaturated fat Noun, Medicine
uçucu yağ
volatile oil
yakıtla karışık yağ
fuel-oil mixture Noun, Transport
yemeklik yağ
cooking fat Food-Kitchen
yağ ...
fatty
yağ asidi
fatty acid Noun, Chemistry
yağ bağlamak
to get fat ;(oil , fat or grease floating on a surface) to congeal Verb
yağ bal olsun yağ basıncı
I hope you enjoy (ed) it (said to someone eating or drinking) oil pressure
yağ banyolu poyra
oil bath hub Noun, Transport
yağ basıncı
oil pressure Transport
yağ basıncı göstergesi
oil pressure gauge Transport
yağ çekme
palaver
yağ çekmek
(slang) to flatter Verb
yağ çekmek
to butter up Verb
yağ contası
grease seal Noun
yağ damlalarını dövüp hazmını kolaştırma
homogenizing
yağ değiştirme
oil changing
yağ deliği
oilhole
yağ deposu
oil reservoir Noun
yağ deposu
grease retainer Noun
yağ doku
fatty tissue
yağ doku
adipose tissue
yağ fıçısı
oil barrel
yağ filtresi
lubricating oil filter
yağ filtresi
oil filter Transport
yağ filtresi
oil-filter
yağ filtresi
oil- filter
yağ filtresi
oil cleaner
yağ fiyatından narhı kaldırmak
to decontrol the price of butter Verb
yağ geçirmez
oil-proof
yağ geçirmez
oil- proof
yağ gemisi
oil tanker
yağ gemisi
oiler
yağ hamlacı
oil burner
yağ ile ilgili
oily
yağ karteri
sump
yağ katarak gevrekleştirmek
to shorten Verb
yağ kaynağı
oil spring
yağ konisi
oil funnel
yağ koyma
lubrication Noun
yağ lekesi çıkarmak
to remove the grease from sth Verb
yağ maşrapası
oilcan Noun
yağ motoru
oil engine
yağ müşiri
oil gauge
yağ ölçeği
oil gauge
yağ pompası
lubricating oil pump Noun
yağ sarf eden
oil consumer
yağ sarfeden
oil consumer
yağ sarfiyatı
oil consumption
yağ satarım, bal satarım
duck, duck, goose Noun
yağ seviye müşiri
oil gage
yağ seviye müşiri
oil gauge
yağ sızdırmaz
oilproof
yağ soğutucu
oil cooler
yağ soğutucusu
oil cooler Noun, Transport
yağ sürme
lubrication Noun
yağ sürmek
to grease Verb
yağ sürmek
to oil Verb
yağ tasfiye fabrikası
oil refining plant Noun
yağ ve su gibi
immiscible
yağ veren
(plant) oil-bearing
yağ veren
oleaginous
yağ verniği
oil varnish
yağ yakan soba
oil heater
yağ yakıcı
oil burner
yağ yakıcı soba ile ısınmak
to have oil heating Verb
yağ yakma
oil burning
yağ yapmak
(slang) to flatter Verb
yağ yoklama çubuğu
oil dipstick
yağ yoklama çubuğu
oil distick
(bitki) yağ veren
oil- bearing
(vücutta) yağ birikintisi
flab
ağır yağ filtresi
heavy oil filter
ağır yağ motoru
heavy oil engine
ağır yağ motoru
oil engine
birinin ekmeğine yağ sürmek
to bring grist to the mill Verb
ekmeğine yağ sürmek
to help someone inadvertently Verb
içinde çok yağ olan
fatty
içinde yağ bulunan
oily
mineral yağ işleme
mineral- oil processing
mineral yağ işleme
mineral-oil processing
pişirildiği sırada etten damlayan yağ ve et suyu
dripping
sadeyağ sağ yağ
clarified butter
sadeyağ sağ yağ
run butter
sinekten yağ çıkarmak
to make a pretty penny out sth Verb
su üzerinde yüzen yağ tabakası
oil slick Noun
trans doymamış yağ asidi
trans fat Noun, Food-Kitchen
trans doymamış yağ asidi
trans fatty acid Noun, Food-Kitchen
trans doymamış yağ asidi
trans-unsaturated fatty acid Noun, Food-Kitchen
trans yağ asidi
trans fat Noun, Food-Kitchen
trans yağ asidi
trans fatty acid Noun, Food-Kitchen
trans yağ asidi
trans-unsaturated fatty acid Noun, Food-Kitchen
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yenilen besinlerin fazlasından, gıdâsız kalındığı zaman ... koruyan hidrokarbonların ortak adı
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.