yaşa

Turkish-English Translation

  1. whoopee
  2. live and let live
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Çok yaşa.
Bless you. Exclamation, Idioms
İyi yaşa.
Bless you. Exclamation, Idioms
Yaşa ! Yaşasın
hurrah hurray
yaşa bağlı
age-related Adjective, Medicine
yaşa yaşasın
long live
yaşa!
bully
(kız) evlenecek yaşa gelmiş
nubile
Aklınla bin yaşa!
My hat goes off to you! Sentence
hapşıran bir kişiye'çok yaşa'sözü
bless you
(evlilik) kutlamasının yapıldığı yerde yürürlükte olan yasa
lex loci celebrationis
(parlamento) vergi yasa tasarısı
tax bill
5253 sayılı yasa
Law No. 5253 Proper Name, Law
babası bilinmeyen yasa dışı çocuk
filius nullius
bazı sözleşmelerin yazılı yapılmasını zorunlu kılan yasa
statute of frauds
bir kişinin yasa dışı olduğunu ilan etmek
to bastardize Verb
bir kurt gibi serbestçe öldürülebilecek yasa dışı kişi
caput lupinum
bir yasa önergesinin onaylanması
passing of a bill
bir yasa tasarısını engellemek
to strangle a bill Verb
bu yasa geçersizdir
this law is null and void
cezai nitelikte yasa hükmü
penal provision
daimi ikametgâh yerinde yürürlükte olan yasa
lex domicilii
deniz sigortalarındaki kuralların yasa haline gelmesi (1906
marine insurance act
hukuk; yasa, kanun
law
içtinap yükümlülüğünü yükleyen yasa
negative statute
kurucu yasa
organic law Law
Sicilya kökenli yasa dışı silahlı örgüt
mafia
temel yasa
organic law Law
torba yasa
omnibus bill Noun, Law
US parlamentoda çıkartılan bir yasa ile kurulan ve bir kamu hizmeti sunmaya yönelik kamu şirketi
statutory company (corporation)
vergi yasa tasarısı
(Br) tax bill
yasa
statute
yasa
act
yasa
act of parliament
yasa
law
yasa
enactment Noun
yasa
law code
yasa
code of laws
yasa
enaction
yasa
lex
yasa
ordinance
yasa
ordonnance
yasa açık
the law is clear
yasa boşluğu
loophole in the law Noun, Law
yasa boşluğu
legal loophole Noun, Law
yasa çıkararak mahkûm edip mallarına el koyma
attainder
yasa çıkarmak
to lay down rules Verb
yasa çıkarmak
to make laws Verb
yasa çıkarmak
enact Verb, Law
yasa dışı ticaret yapmak
to traffic Verb
yasa dışı uyuşturucu madde kullanımı
illicit use of drugs
yasa dışı uyuşturucu madde satmak
to peddle Verb
yasa dışı uyuşturucu madde ticareti
illegal trafficking in drugs
yasa dışı yollardan uyuşturucu madde elde etmek
to score Verb
yasa dışına çıkmadan
honest graft
yasa gereği
ex lege Adverb, Law
yasa gereğince
legally Adverb
yasa ile vergi koyma
tax levy
yasa kendinden yana olmak
to have the law on one's side Verb
yasa koyma
legislation Noun, Law
yasa koymak
to bring in Verb, Law
yasa koyucu
law-maker
yasa koyucu
legislator Noun, Law
yasa koyucuyla ilgili
legislatorial
yasa kuralları
rules of law Noun, Law
yasa marifetiyle
by operation of law Adverb, Law
yasa önergesi getirmek
to table a bill Verb
yasa tasarısı
draft bill
yasa tasarısı
bill
yasa taslağı
bill Noun, Law
yasa taslağı sunmak
to introduce a bill Verb
yasa teklifi
bill Noun, Law
yasa teklifi
proposition Noun, Law
yasa teklifi
legislative proposal
yasa uygulayıcıları
law enforcement personnel Noun
yasa yapıcı
nomographer
yasa yapma
lawmaking Noun, Law
yasa yayımlamak
promulgate Verb, Law
yasak hükmünü içeren yasa
negative statute
yurttaşın yasa altındaki hakları
civil rights Noun
yürürlükteki yasa
the law ait it stands
zaman aşımı süresini belirleyen yasa
statute of limitations
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Memnûniyet, teşvik, takdir vb
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

yasa
Devletin yetkili ... kural, kānun