1. İsim, Tekstil Sanayii bot
  2. İsim, Tekstil Sanayii çizme
  3. bagaj
  4. İsim çizme.
    rubber boot: lâstik çizme.
    Wellington's boot: uzun çizme.
    put on one's boots:
    çizme giymek.
    take off one's boots: çizmelerini çıkarmak.
    boot tree: çizme kalıbı.
  5. İsim (a) potin, (b) ayakkabı üstüne giyilen lâstik potin.
  6. İsim bacağı sıkıştıran işkence aleti.
  7. İsim (oto lâstiğine geçirilen) sırt, koruyucu örtü.
  8. İsim (atın ayağına geçirilen) dizlik.
  9. İsim (otomobil) koltuk örtüsü /kılıfı.
  10. İsim acemi er.
  11. İsim otomobilin açılabilen üstünün açık iken dayandığı yer.
  12. İsim bu yerin örtüsü.
  13. İsim otomobil bagajı.
  14. İsim, Müzik org kamış kutusu.
  15. İsim tekme.
  16. İsim azil, işten kovulma/atılma.
    They gave him a boot for coming late: Geç geldiği için işinden attılar
    (kıçına tekmeyi vurdular).
  17. İsim zevk, hoşlanma, haz.
    That joke gives me a boot: O fıkra hoşuma gidiyor.
  18. İsim işkence aleti: vidalarla sıkılıp bacağı cendereye alan alet.
  19. Geçişli Fiil tekmelemek, tekme vurmak.
    The boy booted a tin can down the street.
  20. Geçişli Fiil topa (ayakla) vurmak.
  21. Geçişli Fiil (çizme) giy(dir)mek.
  22. Geçişli Fiil tekme ile işkence yapmak/dövmek.
  23. Geçişli Fiil azletmek, kovmak, işine son vermek, tardetmek.
    They booted him out of the school for not studying:
    Okumadığı için onu okuldan kovdular/tardettiler.
  24. üste, üstelik (verilen şey).
  25. (a) yarar, fayda, menfaat, (b) çare, yardım, ilâç, deva, imdat.
  26. ganimet, yağma, talan, çapul.
  27. yararlı olmak, yarar/fayda sağlamak.
    What boots it to … ? … neye yarar? …'in ne faydası var?
    It
    boots not to complain: Şikâyet bir şeye yaramaz/şikâyetin bir faydası yok.
iş başında ölmek Fiil
arka bagaj
savaş ayakkabısı.
kongre çizmesi, yanları elastikî çizme.
krampon İsim, Spor
sepetlenmek, pabucu eline verilmek, azlolunmak, kovulmak, işten atılmak.
(birinin) pabucunu eline vermek, kovmak.
birini işten çıkarmak Fiil
birini işten atmak Fiil
postal Askerlik
yarım çizme. İsim
çizme
uzun çizme, balıkçı çizmesi.
jodhpur ile ayni anlama gelir. çizme, süvari çizmesi.
ay çizmesi
soğuk havalarda giyilen kapitone çizme
Napolyon çizmesi, 19'uncu yüzyılda giyilen uzun çizme.
lastik çizme
şoson
kayak ayakkabısı.
üstelik, fazladan, fazla olarak.
We received an extra week's pay to boot: Fazladan bir haftalık ücretimizi aldık.
uzun potin.
yürüyüş ayakkabısı
Wellington ile ayni anlama gelir. uzun çizme.
ayakkabı sanayii
acemi er talim kampı. İsim
şehit mezarlığı. İsim
çizme kancası/çekeceği. İsim
pey akçesi
defetme
kovmak Fiil
(Br) istenilmeyen malların satışı
ayakkabı açma makinası İsim
otomobillerin bagajlarından yapılan satış
(işten) kovulmak Fiil
kararlı davranmak Fiil
son vermek Fiil
yere düşünce birine acımayıp tekme atmak Fiil
Durum değişti; eski çamlar bardak oldu.