(a) kaçmak, tüymek, firar etmek, sıvışmak, savuşmak, gitmek, kurtulmak. 
 The thieves got away with  all our money: Hırsızlar bütün paramızı çalıp kaçtılar. 
 There's no getting away from it: Bundan kurtuluş yok (Bunu sineye çekeceğiz/kabul etmek zorundayız). (b) harekete geçmek, (koşuya) başlamak, (işe/yola) koyulmak, (c) ayrılmak, başka yere gitmek. 
 The last bus got away at 10 o'clock. (d) koparmak, kapıp götürmek.