may be

offer one's opinion for what it may be worth

işe yarasın yaramasın fikrini söylemek Fiil

as the case may be

duruma göre.

maybe

belki, olabilir, ihtimal (ki).
maybe I'll go too. Zarf

that may be

olabilir

amount which may be claimed

muaccel

as may be deemed advisable

uygun bulunduğu takdirde

as may be required

durum gerektirdiği takdirde

as may be required

ihtiyaç halinde

as may be required

gerektiği zaman

ask that a case may be heard in camera

bir davanın kapalı celsede bakılmasını talep etmek Fiil

evidence of conformity as may be required

sözleşmeye uygun delil

land that may be mortgaged

ipotek edilebilir arazi

move that a case may be adjourned

bir davanın ertelenmesini talep etmek Fiil

no rubbish may be dumped there

buraya çöp atılamaz

(classroom) may I be excused?

tuvalete gidebilir miyim?

be that as it may

her ne (hal) ise.
Ignorant as he is … : Ne kadar cahil olsa da …

may God ordain it to be late (when death is mentioned

Allah gecinden versin

May I be excused?

İzin verir misiniz/Müsaade eder misiniz? (Bilhassa okullarda öğrenciler helâya gitmek için bu sözlerle izin isterler).

may/might as well be hanged for a sheep as a lamb

cezası aynı olduğundan daha ağır suçu da işlemek.

rubbish may not be dumped here

buraya çöp atılmaz