beyhude, yararsız, faydasız, gereksiz, lüzumsuz.
It's no good talking to him, because he never listens.
A car's not much good to me, I can't drive.
değersiz/işe yaramaz/nafile/beyhude (kimse/şey).
tavşan pisliği gibi ne kokup ne bulaşmak Fiil
bir işe yaramamak Fiil
fırıldak çevirmek Fiil
hayrı yok
Konuşmanın faydası yok.
fesat/kötülük peşinde, niyeti/maksadı kötü.
When I saw him climbing through the window behind the
shop I knew he was up to no good.
aramız açıldı
kuruntu etmek Fiil