Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Zamir onlar.
    they say that: diyorlar ki, denildiğine göre.
    They will arrive on Monday. They say prices
    are going to increase again. (bkz: he, she, it, their, theirs ), (bkz: them )
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

count one's chickens before they are hatched
çayı görmeden paçaları sıvamak/ayıyı vurmadan postunu satmak/sonu belirsiz bir şeye dayanarak plânlar yapmak.
count one's chickens before they're hatched
dereyi görmeden paçaları sıvamak Fiil
they accede d to our terms
şartlarımızı kabul ettiler İsim
they always think alike
onlar hep aynı fikir dedirler İsim
they are agreed to send for him
onu çağırmaya karar verdiler
they are as like two peas
tıpatıp benziyorlar İsim
they are at it again
gene başlamak dılar
They are both tarred with the same brush
İkisi de aynı mal; ikisinin de huyları/kusurları aynı; al birini vur ötekine.
they are cheek by jowl
sıkı fıkılar
they are not on friendly terms
araları açık
they are not themselves
kendilerini iyi hissetmiyorlar, kendilerinde değiller.
they are on friendly terms
araları iyi
they are the same age
aynı yaş talar
They can be counted on the fingers of one hand.
Sayıları bir elin parmaklarını geçmez.
they don't feel themselves
kendilerini iyi hissetmiyorlar, kendilerinde değiller.
they have fitted their house up with all modern conveniences
evlerini her türlü konforu haiz yaptılar İsim
they have nothing in common
hiç bir ortak yanları yok
they have some prestigious accounts
çok itibarlı müşterileri var
they have suspended all dialogue with PLO
fkö ile bütün müzakereleri kestiler
they say
rivayete/söylenildiğine göre
they say
diyorlar (ki).
they shall apply these provisions from ...
bu hükümleri ..den itibaren uygularlar İsim
they shall forthwith inform the Commission thereof
Komisyonu durumdan derhal haberdar ederler
they'd
they had.
they'd
they would.
they'll
they will.
they'll
they shall.
they're
= they ar.
they've = they have.
They're all yours.
Hepsi sana emanet. Cümle
they're having alternations made to their house
evlerinde tadilat yaptırıyorlar İsim
accept people for who they are
insanları olduğu gibi kabul etmek Fiil
as stupid as they come
kesinlikle aptal Sıfat
as stupid as they come
çok aptal Sıfat
as stupid as they come
son derece aptal Sıfat
discover that they have met each other before
tanıdık çıkmak Fiil
discover that they met each other before
tanışık çıkmak Fiil
don't count your chicken before they are hatched
dereyi görmeden paçaları sıvamak Fiil
leave things as they are
işleri olduğu gibi bırakmak Fiil
manipulate the dice so that they fall as one wants them to
zar tutmak Fiil
straight as they make them
çok dürüst
when they come to themselves
ayılınca, akılları başlarına gelince, kendilerine gelince.
When they came to themselves they found
their money had been stolen.
Word has it that they are going to get divorced.
Boşanıyorlarmış.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.