Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. topla(n)mak, bir araya gelmek/getirmek.
    gather round: etrafına toplanmak.
    gather round, and
    I will tell you a story. A crowd gathered to see what happened.
  2. anlamak, sonuç/netice çıkarmak, sez(in)mek, hükmetmek, istihraç/istintaç etmek, kavramak.
    As will
    be gathered from the enclosed letter: İlişik mektuptan anlaşılacağı üzere.
    I gathered from his words that he was really much upset. I gather she's ill, and that's why she hasn't come.
  3. (ürün/mahsul) dermek, toplamak, hasat etmek.
    The farmers are gathering the corn/their crops.
  4. devşirmek, top(ar)lamak.
    gather your toys from the floor. to gather sticks for a fire.
    A rolling
    stone gathers no moss
    a.s. Yuvarlanan taş yosun tutmaz (Çok yer değiştiren para biriktiremez).
  5. (ilgi) toplamak/çekmek.
  6. biriktirmek, kolleksiyon yapmak.
  7. sarmak, etrafına dolamak.
    He gathered his scarf around his neck. She gathered crying child in her arms.
  8. seçmek, seçip almak.
  9. (alın) buruş(tur)mak, kırış(tır)mak.
    He gathered his brow in a frown.
  10. (kumaş) büzmek, kırma/pli yapmak.
    a gathered skirt: (belden) büzgülü etek.
    The skirt is gathered at the waist.
  11. (kitap ciltlemek üzere) fasikülleri sıraya koymak/dizmek.
  12. (aracın hızını) artırmak, (araç) hızlanmak/hız kazanmak.
    gather speed: gittikçe hızlanmak.
    As
    we came onto the open road we gathered speed. The train gathered speed as it left the station.
  13. Denizcilik hızlanmak, yol almak.
  14. toplanmak, birikmek, dolmak.
    Tears gathered in her eyes.
  15. artmak, çoğalmak.
  16. Tıp (cerahat) topla(n)mak.
    have a gathered finger: parmağı iltihaplanmak.
    A boil is a painful swelling
    that gathers under the skin.
  17. toplanma, büzülme.
  18. toplantı.
  19. toplanan ürün/mahsul.
  20. gathers: buruşuk, kırışık, kırma (kumaşta/elbisede).
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

gather one's friends together
arkadaşlarını bir araya toplamak Fiil
gather one's friends together
arkadaşlarını biraraya toplamak Fiil
gather about the fire
ocak başında toplanmak Fiil
gather around
çevresini almak Fiil
gather around a nucleus
bir nüve çevresinde toplanmak Fiil
gather evidence
delil toplamak Fiil
gather from
'den öğrenmek Fiil
gather from
anlamak Fiil
gather from a statement
bir ifadeden sonuç çıkarmak Fiil
gather from the evidence
eldeki kanıtlardan sonuç çıkarmak Fiil
gather from the papers
gazetelerden öğrenmek Fiil
gather head
fazlalaşmak Fiil
gather head
yapılmak Fiil
gather head
miktarı tehlikeli surette artmak Fiil
gather in
hasat yapmak Fiil
gather in
ürün toplamak Fiil
gather in a place
temerküz etmek Fiil
gather in debts
borçları tahsil etmek Fiil
gather in the crops
ürün toplamak Fiil
gather in the crops
ürünü kaldırmak Fiil
gather in the crops
hasat yapmak Fiil
gather information
malumat toplamak Fiil
gather information
bilgi toplamak Fiil
gather information about sb
biri hakında bilgi toplamak Fiil
gather information about sb
biri hakkında bilgi toplamak Fiil
gather information upon something .
bir şey hakkında sondaj yapmak Fiil
gather into a group
gruplandırmak Fiil
gather pace
süratini artırmak Fiil
gather people
halkı toplamak Fiil
gather rents
kira toplamak Fiil
gather round
çevresinde toplanmak Fiil
gather round
yanına gelerek destek olmak Fiil
gather round a nucleus
bir nüve çevresinde toplanmak Fiil
gather signature
imza toplamak Fiil
gather signatures
imza toplamak Fiil
gather speed
gittikçe hızlanmak Fiil
gather strength
güç kazanmak Fiil
gather taxes
vergi toplamak Fiil
gather the facts
gerçekleri bir araya getirmek Fiil
gather the grapes
üzüm toplamak, bağ bozmak.
gather the pages of a book
(ciltçilik) bir kitabın sayfalarını toplamak Fiil
gather things together
dertop etmek Fiil
gather together
toplamak Fiil
gather together
toplaşmak Fiil
gather together
toparlamak Fiil
gather together
bir araya getirmek Fiil
gather together
derlemek Fiil
gather troops together
askeri birlikleri toplamak Fiil
gather up
(enerjisini/gücünü) toplamak.
gather oneself up: toparlanmak, kendini toplamak.
gather oneself
together (for a spring): (sıçramak için) gerilmek.
gather strength: (hasta) kuvvetlenmek, kuvvet bulmak.
gather up the threads of a story
bir hikâyenin parçalarını bir araya toplamak Fiil
gather volume
hacmi büyütmek Fiil
gather way
(gemi) yol almak Fiil
gather way
(deniz) süratini artırarak ilerlemek Fiil
(book binding) to gather the pages of a book
bir kitabın sayfalarını toplamak Fiil
have someone gather or collect
toplatmak toplattırmak Fiil
to gather c a
gizli bilgi toplama
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.