takılmak, şaka yapmak, alay etmek, dalga geçmek, 
 argo matrak geçmek.  
He didn't realized I was  pulling his leg, he believed what I said.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        takılmak, şaka/lâtife etmek, kızdırmak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sendikacıların başlattığı grev esnasında işi durdurmak istemeyen ya da grevdeki işçinin işini yapan veya 
 sendika üyesi olmayı reddeden işçi
                        
                        
                     
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        fiyatı çok yüksek olmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kanatlı masa ayağı: açılır kapanır kanadı olan masanın kanadı açıldığı vakit altına konulan menteşeli ayak.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (alkollü içkinin sebep olduğu) kötürümlük
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yere eğilerek selam vermek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        peg ile ayni anlama gelir. tahta bacak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tahta bacaklı kimse.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) acele etmek, (b) dansetmek.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Durum değişti; eski çamlar bardak oldu.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (krikette) oyuncunun (eli hariç) vücuduna değen top ile yapılan sayı.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        oturmuş bir kişinin bacakları için yer
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yardım, destek, takviye.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dizlik, dolak, dizlere ısıtmak için geçirilen giysi
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tutunacak bir dal bırakmamak, kıskıvrak bağlamak, çaresiz bırakmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) birisinin ata binmesine yardım etmek, (b) birisine yardımda/müzaherette bulunmak, kalkınmasına yardım etmek, desteklemek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dayanağı/mesnedi olmamak, tutar tarafı olmamak, mesnetsiz olmak, savunulacak/müdafaa edilecek tarafı 
 olmamak, kuvvetli delilden yoksun olmak.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kabul ettireceği mazereti olmamak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dayanağı/mesnedi olmamak, tutar tarafı olmamak, mesnetsiz olmak, savunulacak/müdafaa edilecek tarafı 
 olmamak, kuvvetli delilden yoksun olmak.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        iddialarını birer birer çürütmek, savunmasız bırakmak.