kafasında bir sürü ayrıntı tutmak Fiil
bir şey ile durmadan tehdit etmek.
kararına bağlı kalmak Fiil
sebat etmek Fiil
inancına sımsıkı sarılıp elden bırakmamak Fiil
kendine hâkim olmak Fiil
ödenmiş sermayenin onda birine sahip olmak Fiil
ağzını tutmak Fiil
sürüklemek Fiil
dinleyicilerini büyülemek Fiil
dinleyicilerine kendini dinletmek Fiil
soluğunu tutmak Fiil
seçtiği şey üzerinde ısrar etmek Fiil
fikrini kendine saklamak Fiil
yoluna devam etmek Fiil
rotasını izlemek Fiil
ateşini kesmek Fiil
yerini/durumunu korumak.
bir işe girişmemek Fiil
gururunu/cesaretini kaybetmemek, tepeden/gururla/güvenle bakmak.
(a) baş eğmemek, eğilmemek, mağlûp olmamak, (b) gururunu/izzetinefsini korumak.
sakin olmak, sükûnetini korumak, soğukkanlı davranmak, acele etmemek, sabırlı olmak.
Hold your horses!
Sakin ol! Acele etme!
hayatını hiçe saymak.
own (5).
(a) mevkiini/durumunu korumak/muhafaza etmek, (b) yenilgiyi/mağlûbiyeti önlemek, başını kurtarmak.
bütün hasımlara karşı direnmek Fiil
rakip piyasalarda tek başına mücadele etmek Fiil
en iyileriyle rekabet edebilir durumda olmak Fiil
dilini tutmak, susmak, konuşmamak.
susmak, sükût etmek, bir şey söylememek.
itibarına aldırış etmemek Fiil
itibarına leke sürülmekten korkmak Fiil
dilini tutmak, susmak, konuşmamak.
susmak, dilini tutmak, konuşmamak.
bütün engellere karşın yolunda gitmeye devam etmek Fiil
fikrinde ısrar etmek Fiil
çağdaşlarının aynası olmak Fiil
teslim olmak Fiil
(birisini) avucunun içine almak, bir kimse üzerinde büyük nüfuz ve kudreti olmak.
direnmek, ayak diremek, sebat etmek, yılmamak, boyun eğmemek.
Even though the boxer was hurt, he stood his ground.
gerçeklik duygusundan uzaklaşmak Fiil
bir bölge üzerinde hâkimiyeti olmak Fiil
kucağına almak Fiil