bir mahkeme kararının iptali
kararın sonraya bırakılması
hükmün sonraya bırakılması
hükümden anlaşıldığı üzere
bir mahkeme hükmünü tanımak
Verb
hükmün tefhim edilmesi
Noun, Law
koşullu yargı: bir koşulla sonucu arasında bağlantı kuran yargı.
bir hükmü geçersiz kılmak
Verb
yargılama, muhakeme, duruşma, davanın görülmesi.
sit in judgment = judgement on a case: davaya
bakmak, dava duruşmasını yapmak.
Noun
(a) yargı, hüküm, karar.
give/pass judgment = judgement on: hükmetmek, hüküm/karar vermek.
The judgment = judgement was in his favor: Lehinde karar verildi.
judgment = judgement on default: gıyabî hüküm/karar.
a judgment = judgement on one: birine Allahın cezası.
Your failure is a judgment = judgement on you for being so lazy: Bu kadar tembel olduğun için Allah seni başarısızlıkla cezalandırdı.
sit in judgment = judgement on someone: birisi hakkında hüküm vermeye kendinde yetki bulmak. (b) (mahkeme kararıyla hükmedilen) borç, yüküm.
judgment = judgement debt: hükme bağlı borç. (c) bildiri, tebliğat.
Noun, Law
temyiz kuvveti, isabetli karar verme yeteneği.
He showed excellent judgment = judgement in choosing a wife.
Noun
seziş, sezgi, anlayış, feraset.
a man of judgment = judgement: anlayışlı kimse.
Noun
takdir, (bir hususta) hükme varma, kanaat hasıl etme.
Noun
(bir hususta varılan) hüküm, kanaat, edinilen fikir.
in my judgment = judgement: kanaatimce, fikrimce,
bence, bana kalırsa, zannıma göre.
an error in judgment = judgement: yanılgı, yanlış hüküm/kanaat.
His judgment = judgement was at fault: Yanlış hükme vardı.
In the judgment = judgement of most people: Çoğunluğun kanaatine göre.
Noun
kader, takdiri ilâhî.
Noun
Last judgment = judgement ile ayni anlama gelir. kıyamet.
The day of Last judgment = judgement:
Kıyamet günü.
judgment = judgement Day: mahşer/hüküm günü.
Noun
(a) yargı, hüküm, (b) önerme, kaziye.
Noun, Logic
uprightness, rectitude.
Noun
judgment = judgement ile ayni anlama gelir. kıyamet.
The day of Last judgment = judgement:
Kıyamet günü. judgment = judgement Day: mahşer/hüküm günü.
mahkemedeki karar defteri
Noun, Law
mahkeme ilamına bağlanmış borç
… lehine verilen karar
Noun, Law
yargıçlık makamı, mahkeme.
davanın sukutu için dilekçe
hükmü erteleme talebinde bulunmak
Verb
hükmün açıklanmasını geriye bırakmak
Verb, Criminal Law
hükmün açıklanmasının geriye bırakılması
Noun, Criminal Law
hükmün açıklanmasının geriye bırakılması
Noun, Law