bir kömür ocağı işletmek
Verb
akustik mayın, gemi pervanesinin suda doğurduğu titreşimle patlayan mayın.
(a) havaî mayın, havadan suya atılan mayın, (b) uçaktan paraşütle atılan mayın.
(US) ürünün tamamı yavru şirkete satılan maden ocağı
hazırlanmış mayın tarlası
bir maden ocağına inmek
Verb
Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü
Noun, Organizations
bir maden ocağını işletmek
Verb
bir maden ocağı işletmek
Verb
bir kömür ocağının işletilmesi
kamulaştırılma mış maden ocağı
kamulaştırılmış maden ocağı
bir serseri mayını sudan çıkarmak
Verb
parça tesirli mayın
Noun, Military
servet/refah kaynağı, hazine, zengin kaynak, çok kârlı iş.
His special knowledge made him a gold mine of information. His real-estate business is a gold mine.
Noun
el yapımı mayın
Noun, Military
bir maden ocağını teftiş etmek
Verb
maden ocağına işçi bulmak
Verb
rantabl olmayan maden ocağı
benim.
It's mine: O benimdir.
The yellow sweater is mine. He is an old friend of mine:
O benim eski bir arkadaşımdır.
Pronoun
benimki.
Is this book yours or mine? Bu kitap seninki mi, yoksa benimki mi?
Pronoun
(Eskiden sesli harfle veya sessiz h ile başlayan sözcükler önünde
my yerine kullanılırdı):
mine eyes
= my eyes.
mine enemy
= my enemy.
mine heart
= my heart.
Pronoun
maden ocağı.
Coal mine. gold mine.
kaynak, memba, hazine.
a mine of information.
(a) (düşman tahkimatı altına açılan) lâğım, dehliz, tünel, (b) mayın, sabit torpil.
to lay mine:
mayın döşemek.
The truck was destroyed by a buried mine.
to clear a beach of mines: mayından temizlemek, mayın taramak.
mine detector: mayın bulucu.
Military
bazı böceklerin yapraklarda açtıkları delik.
Botany
(maden ocağı) kazmak, maden tüneli açmak.
mine for coal/gold: Kazarak kömür/altın aramak.
(yeraltından) maden çıkarmak.
Gold is mined from deep underground.
tünel/yeraltı geçidi açmak.
mine the enemy's trenches/forts.
mayın döşemek/dökmek.
mine the entrance of a harbour.
mayınlamak, mayınla tahrip etmek/patlatmak.
The cruiser was mined and sank in five minutes.
(belirli bir maksat/araştırma için) değerli bilgi/belge elde etmek, değerli bir kaynak keşfetmek.
baltalamak, sabote etmek, gizli tertiplerle başarısızlığa uğratmak.
tehlikeli bir durum ya da konu
maden ocağı açarak madeni çıkarıp almak
Verb
maden ocağı havalandırması
mayın harbi
Noun, Military
bir maden ocağı açmak
Verb
bir maden ocağını işletmeye açmak
Verb
kömür ocağı işletmek
Verb
(maden kömürü) serme, yığma, büyüklük ve cinsine göre ayrılmamış.
Adjective
run-of-the-mill.
Adjective
bir maden ocağını kapatmak
Verb
akustik mayın, gemi pervanesinin suda doğurduğu titreşimle patlayan mayın.
bir madeni patlatmak
Verb
bir maden ocağını işletme hakkı
lağım açmak
Verb, Military
kömür madeni ocağını havalandırmak
Verb
bir kömür madeni ocağını havalandırmak
Verb
wildcat ile ayni anlama gelir. değersiz maden ocağı.
madenden cevher çıkarmak
Verb
bir maden ocağını kârlı işletmek
Verb
Ne bileyim? Benim kadar sen de tahmin edebilirsin. Senden fazla bildiğim bir şey yok.