[scale ]

gam Music
dizi Music
balık pulu. Noun
bağa, balık vb. puluna benzer kabuk.
scale armor: pullu zırh. Noun
deriden ayrılan pul. Noun
(a)
bud scale ile ayni anlama gelir. tomurcuk kabuğu, kapçık, (b) bürgü. Noun, Botany
scale insect. Noun
kabuk. Noun

scales: terazi. Noun
terazi gözü, kefe.
(pair of) scales: bakkal terazisi. Noun
derece, kademe, basamak.
tax scales: vergi basamakları.
Centigrade/Fahrenheit scale: Santigrad/Fahrenhayt
derecesi.
scale of wages/salaries: barem.
Noun
(haritada) ölçek, mikyas.
to scale: ölçekli, ölçeğe göre.
carefully drawn to scale: ölçeğe
göre dikkatle çizilmiş.
out of scale: ölçeksiz.
Noun
(öneme, rütbeye vb. göre) derecelendirme, kademelere ayırma.
the social scale. Noun
(ölçekli) cetvel. Noun
ölçü, çap: bir eylemin/girişimin büyüklük derecesi.
large/small scale: büyük/küçük çaplı.
on
a large scale: geniş çapta.
large scale economical measures: geniş çapta/ ölçüde ekonomik tedbirler.
Noun
basamak.
the decimal scale: ondalık basamak. Noun, Mathematics
ıskala, gam.
diatonic scale: diyatonik ıskala. Noun, Music
bilgi/kabiliyet derecesini ölçme testi. Noun, Education-Training
kabuk: bir metalin yenimi sırasında yüzeyinde oluşan kalın, görünebilen katman. Noun, Chemistry
(balık vb.'nin) pullarını kazımak. Verb
pul pul olmak/ayrılmak/ayırmak. Verb
pulpul kabuk bağlamak. Verb
pullarını/kabuğunu dökmek. Verb
(kazan, boru vb.) kireçlenmek, iç yüzeyi kireç bağlamak. Verb
tırmanmak, (merdivene vb.) çıkmak. Verb
ölçeğe göre yapmak. Verb
ölçekli cetvelle ölçmek, ölçü ile resmetmek Verb
(kütükleri) ölçmek, çıkacak keresteyi hesaplamak. Verb
kademe kademe ilerlemek. Verb
(terazi ile) tart(ıl)mak. Verb
ölçek Noun, Textile Industry
ölçek (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun