[teacher]

English Turkish Phrases

a teacher
(US) ilkokul öğretmeni
apprentice teacher
çırak yetiştiren
art teacher
sanat öğretmeni
art teacher
resimci
assistant teacher
yardımcı öğretmen
being a teacher
öğretmenlik
certificated teacher
resmi öğretmen
class teacher
sınıf öğretmeni Noun, Education-Training
classroom teacher
sınıf öğretmeni Noun, Education-Training
competent teacher
yetenekli öğretmen
Directorate General for Teacher Training and Development
Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
exchange teacher
mübadele öğretmeni
French teacher
Fransızca öğretmeni.
infant teacher
yuva öğretmeni
language teacher
dil öğretmeni
law teacher
hukuk hocası
mathematics teacher
matematikçi Noun, Mathematics
oral teacher
dilsiz öğretmeni
oral teacher
sağır
parent- teacher association
veliler ve öğretmenlerden oluşan dernek
practice teacher
student teacher Noun
practice teacher
stajiyer öğretmen.
primary school teacher
ilkokul öğretmeni
primary-school teacher
sınıf öğretmeni Noun, Education-Training
private teacher (tutor)
özel öğretmen
pupil teacher
stajyer öğretmen. Noun
resign one's position as a teacher
öğretmenlikten ayrılmak Verb
student teacher
stajyer öğretmen. Noun
student teacher
stajiyer öğretmen.
substitute teacher
öğretmen vekili
teacher
öğretmen, hoca, muallim. Noun
teacher
öğretmen Noun, Education-Training
teacher
muallim (outdated) Noun, Education-Training
teacher aide
belletmen Noun, Education-Training
teacher bird
çömlekçi kuşu
(Seiurus aurocapillus).
teacher edition
öğretmen kitabı
teacher glut
öğretmen fazlası
teacher s'college
(US) eğitim fakültesi
teacher shortage
öğretmen eksikliği
teacher training college
(Br) öğretmen okulu
teacher who frequently gives zero or similar grades
sıfırcı (argo)
teacher's college
eğitim enstitüsü
teacher's desk
kürsü
teacher's pet
öğretmenin gözde öğrencisi.
university teacher
üniversite hocası
visiting teacher
ders veren ziyaretçi öğretmen
vocational teacher
meslek okulu hocası
English-Turkish phrases from Zargan's own database