Tasarım ve Görsel Arşiv Bürosu
Noun, Organizations
görünen, görülen, görsel.
visual aids: görsel eğitim araçları.
visual education: görsel
eğitim.
visual media: görsel araçlar.
visual sense: görsel duyu.
Adjective
görüş+, görme+, görme duygusuna ait.
visual acuity: görme keskinliği.
visual angle: görüş
açısı.
visual field: görüş alanı.
visual defect: görme özürü.
visual memory: görme belleği.
visual nerve: görme siniri.
Adjective
optik.
visual effects: optik hile.
Adjective
görülebilen, görülmesi mümkün olan.
Adjective
zihinde canlanan/yerleşen.
A visual impression captured in a line of verse.
Adjective
öğretimde görme yoluyla bilgi vermek için kullanılan sinema gibi araçlar
Noun
görsel sanatlar
Noun, Advertising
görsel korteks
Noun, Psychology
görsel efekt
Noun, Advertising
görsel efekt süpervizörü
Noun, Cinema
görme alanı
Noun, Ophthalmology
görme alanı kusuru
Noun, Ophthalmology
görme alanı defekti
Noun, Ophthalmology
görme alanı testi
Noun, Ophthalmology
gözle görülebilir envanter (perakende mağazalarında bir ürünün müşteriler tarafından gözle görülebilir ve elde edilebilir miktarı
görsel iletişim araçları
Noun
görsel medya
Noun, Advertising
mal sergileme yoluyla satış
uzaktan işaretlerle haberleşme