(bir gücü

Turkish-English Phrases

bir gücü
modulus
(bir gücü , etkiyi , vb) elinde tutmak
to wield Verb
bir aygıta verilen gücü azaltmak ya da artırmak
to power Verb
bir filonun muharebe gücü
fighting efficiency of a fleet
bir firmada işletme gücü durumunda olmak
to be the live wire in a concern Verb
bir iddianın ispat gücü
conclusiveness of an argument
bir işin yürütülmesinde kurallar koyma gücü
administrative control
bir protokolün delil oluşturma gücü
minutes as evidence
bir şehre polis gücü yerleştirmek
to police a city Verb
bir şeye gücü yetmek
to be equal to anything Verb
bir şeyi kendi irade gücü ile yapmak
to do something of one's own volition Verb
büyük gücü olan bir nesne ya da kişi
titan
büyülü gücü olduğuna inanılan bir söz
charm
canlı bir hayal gücü olmak
to have a lively imagination Verb
gerçek bir gücü olmadığı halde kafa tutan bir ülke
paper tiger
ihtiyat fazlalığı ile ölçülen bir bankanın yatırım gücü
banking power
iş gücü arzı ve talebini bir araya getirmek
to bring offers of employment into touch with applications for employment Verb
şahsi kredi (bir kişinin veresiye mal satın alma gücü
personal credit
zihnini bir şey üzerinde toplama gücü
power of concentration
Turkish-English phrases from Zargan's own database