arasında

Turkish-English Translation

  1. between
  2. amid
  3. midst
  4. in between
  5. betwixt
  6. in the midst of
  7. among
  8. amids
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Belirli Bir Bölgeye Ait Topluluklar Veya Hükümetler Arasında Sınır Ötesi İşbirliğine Dair Taslak Avrupa Sözleşmesi
European Outline Convention on Transfrontier Co-Operation Between Territorial Communities or Authorities Noun, International Law
hayat taki kişiler arasında
inter vivos
hayattaki kimseler arasında
vivos inter
kaşla göz arasında
like smoke
kaşla göz arasında
in a trice
kaşla göz arasında
before one can say jack robinson
laf arasında
in passing Adverb
satırlar arasında
between the lines
taraflar arasında
in partes
taraflar arasında
(Lat.) inter partes
uzmanlar arasında
among experts
arasında bulunmak
to separate Verb
arasında olmak
to number among Verb
arasında uyumu bozmak
to drive a wedge between Verb
(araba vapuru) iki kıyı arasında gidip gelmek
to ply the river Verb
... ile ... arasında aracılık etmek
to mediate between Verb
... ile ... arasında aracılık etmek
to and Verb
... ile ... arasında kalmak
to be torn between ... and ... Verb
10 ile 20 arasında olmak
to range between 10 and 20 Verb
5 markla 10 mark arasında olmak
to range from 5 to 10 marks (prices) Verb
A ile B arasında tercih yapmak
to choose between A and B Verb
aileler arasında düğün
quiet wedding
aileler arasında kız alıp vermek
to intermarry Verb
ailenin kendi arasında yaptığı anlaşma
family composition
alacaklılar arasında bölüştürme
distribution among the creditors
alacaklılar arasında eşitlik
equality between creditors
alıcı ve satıcı arasında serbestçe kararlaştırılan fiyat
free price
araç sigortacıları arasında bir sözleşme olup
knock for knock agreement
Avrupa Siyasi İşbirliği (Üyeler arasında dış politika alanındaki işbirliği)
European political cooperation
aynı kandan olanlar arasında evlenmeler
in breeding
banka müşterileri arasında direkt işlemler
netting transactions among the clients Noun
bir çiftliğin ortaklar arasında bölünmesi
partition of a farm
bir iflas masası malvarlığının alacaklılar arasında bölüştürülmesi
distribution of assets of a bankrupt's estate
bir kitabın arasında konan boş sayfa
interleaf
bir meblağı birçok kişi arasında bölüştürmek
to apportion a sum among several people Verb
bir mirası mirasçıları arasında paylaştırmak
to partition an estate among the heirs Verb
bir okulun sınıfları arasında yer alan
intramural
bir sorunu ilgili bakanlıklar arasında çözmek
to solve a problem between the departments concerned Verb
bir yolculuğun aşamaları arasında mola yeri
etape
birileri arasında yaygınlaşmak
to spread among someone Verb
birileri arasında yayılmak
to spread among someone Verb
birini en iyi dostları arasında saymak
to count someone among one's best friends Verb
birinin taraftarları arasında olmak
to be among sb's followers Verb
biriyle biri arasında çöpçatanlık etmek
to match someone up with someone Verb
biriyle biri arasında yakın temas kurmak
to bring someone into contact with sb Verb
biriyle biri arasında yakın temas kurmak
to bring someone into close contact with sb Verb
biriyle kendi arasında güven için mesafe bırakmak
to hold someone at bay Verb
birşeyi birileri arasında paylaştırmak
to split something between someone Verb
birşeyi laf arasında söylemek
to let drop something Verb
birşeyi laf arasında söylemek
to let fall something Verb
birşeyi üç kişi arasında paylaştırmak
to split something three ways Verb
birşeyle birşey arasında bağ kurmak
to associate something with something Verb
birşeyle birşey arasında bağlantı kurmak
to associate something with something Verb
birşeyle birşey arasında değişiklik göstermek
to range between something and something Verb
birşeyle birşey arasında değişiklik göstermek
to range from something to something Verb
birşeyle birşey arasında değişmek
to range between something and something Verb
birşeyle birşey arasında değişmek
to range from something to something Verb
birşeyle birşey arasında denge kurmak
to trade off something for something Verb
birşeyle birşey arasında denge kurmak
to trade off something against something Verb
birşeyle birşey arasında dengeyi sağlamak
to trade off something against something Verb
birşeyle birşey arasında dengeyi sağlamak
to trade off something for something Verb
birşeyle birşey arasında ilişki kurmak
to associate something with something Verb
borç verenle borçlu arasında yapılan sözleşme
money-lending contract
bunlar arasında işe yarayan şeyleri almak
to scavenge Verb
buzlar arasında hapis kalmış
detained by ice
canlılar arasında yapılan hukuki muameleler
transactions inter vivos Noun
çeşitli aileler veya milletler arasında evlenme
intermarriage
devletler arasında suçluları geri verme zorunluğu
obligation to extradite
diğer olaylar arasında meydana gelmek
to intervene Verb
dinleyiciler arasında oturmak
to be sitting among the audience Verb
doğru ile yanlış arasında ayırım yapabilen kişi
compos mentis
donatan ile navlun sahibi arasında yapılan sözleşme
accomenda
dostları arasında saymak
to rate among one's friends Verb
edebiyat fakültesi diploması ile doktora arasında derece
master of arts
eski evraklar arasında aramak
to rake about among old documents Verb
ev ile iş arasında gidip gelmek
to commute Verb
ev ile iş arasında gidiş geliş saatleri
commuting hours Noun
fikirler arasında ilgi kurmak
to connect ideas Verb
galeyanlar arasında soğukkanlılığını korumak
to keep calm amid the excitements Verb
gemi kaptanı ile tayfa arasında yapılan anlaşma
articles of agreement
gerekçeler arasında aykırılık
faulty and erroneous reasons
görevleri arasında olmak
to fall in one's duty Verb
görünürde iki olay arasında bağlantı yok
there is no apparent link-up between the two cases
güneş ve dünya arasında olan
inferior
halk arasında esen hava
climate of opinions
hayatta olan kimseler arasında bağışlama
absolute gift
iddia ile delil arasında önemsiz uyuşmazlık
immaterial variance
ideolojik ayrılıklar arasında köprü kurmak
to bridge the ideological rift Verb
iki aday arasında doğrudan mücadele
straight fight Politics-Intl. Relations
iki ateş arasında kalma
between two fires
iki baş yemek arasında sunulan yemek
(Fr.) entremets
iki cephe arasında sahipsiz toprak parçası
no man's land Noun
iki dudağının arasında olmak
to hang on sb's lips Verb
iki durak arasında yerde geçirilen zaman
ground time
iki fikir arasında bocalamak
to wobble between two opinions Verb
iki fikir arasında sallanmak
to vibrate between two opinions Verb
iki kişi arasında mesaj taşıyan
go- between
iki kıymet arasında eşitliği sağlayan tutar
owelty
iki memleket arasında geçici gümrük ve ticaret anlaşması
working agreement
iki metin arasında mutabakat sağlamak
to harmonize to texts Verb
iki nehir arasında kalan yüksek arazi
divide
iki nokta arasında tarifeli durağın bulunmaması
non stop
iki olay arasında ilişki kurmak
to relate two facts Verb
iki parti arasında her ikisine de taraftar görünmek
to trim Verb
iki perde arasında oynanan ufak piyes
intermezzo
iki şey arasında ayırım yapmak
to keep two things distinct Verb
iki şey arasında denge kurmak
to strike a balance between something Verb
iki şey arasında dengeyi sağlamak
to strike a balance between something Verb
iki şey arasında gidip gelmek
to hover Verb
iki şey arasında ilişki kurmak
to correlate Verb
iki sonuç arasında fark
divergence between two results
iki taraf arasında belirlenmiş fonların transferi
transaction amount
iki taraf arasında bir uzlaşmaya varmak
to effect a settlement between two parties Verb
iki taraf arasında hakemlik yapmak
to act as an umpire between two parties Verb
iki taraf arasında hakemlik yapmak
to umpire between two parties Verb
iki ülke arasında doğrudan doğruya yapılan kambiyo işlemleri
direct exchange Noun
iki ülke arasında mekik dokumak
to shuttle back and forth between two countries Verb
iki ülke arasında siyasal uyuşmazlık
political friction between two countries
ikiden fazla taraf arasında yapılan anlaşma
multilateral agreement
ırk vb'den olmayanlar arasında evlenme
mixed parentage
iş ile sayfiyedeki ev arasında gidip gelen kişi
commuter
işçi-işveren arasında huzursuzluk
labor unrest Noun
kâğıt dılar arasında aramak
to forage among papers Verb
kâğıtlar arasında aramak
to forage among papers Verb
kârı işçiler arasında paylaştırmak
to allocate the pims among the employees Verb
kârı işçiler arasında paylaştırmak
to allocate the profit among the employees Verb
karı koca arasında ortak mal ve mülk
acquets
karı koca arasında ortak mal ve mülk
community acquisitions
karı-koca arasında bütün malların iştirak halinde mülkiyet
estate by the entirety
karı-koca arasında cinsel ilişkinin bulunmaması
nonaccess
karı-koca arasında cinsel ilişkinin bulunmaması
nonintercourse
karı-koca arasında mal ortaklığı rejimine tabi mallar
commonity property
kaşla göz arasında birine bir şey söylemek
to tell someone something on the quiet Verb
kavga arasında kızarak adam öldürme
chaud medley
kendi kendini tasfiye hissedarlar arasında paylaştırılma
self liquidation- taxable liquidation
kısa mesafeler arasında gidip gelen uçak
commuter aircraft
kişiler arasında fark gözetmek
to discriminate between persons Verb
kişiler arasında karşılıklı çıkardan ötürü doğan birlik
symbiosis
laf arasında bahsetmek
mention something only in passing Verb
malıni mülkünü mirasçılar arasında paylaştırmak
to divide one's property among one's heirs Verb
malını mülkünü mirasçılar arasında paylaştırmak
to divide one's property amongst one's heir Verb
malını mülkünü mirasçılar arasında paylaştırmak
to divide one's propertyamong one's heirs Verb
malını mülkünü mirasçılar arasında paylaştırmak
to divide one's property amongst one's heirs Verb
masrafları ilgililer arasında paylaştırmak
to allocate general expenses Verb
masrafları taraflar arasında paylaştırmak
to apportion the costs to the sides Verb
masrafları taraflar arasında paylaştırmak
to divide the costs between the parties Verb
meslektaşlar arasında işbirliği
collegiality Noun
metin satırları arasında boşluk bırakılmamış daktilo yazısı
single space
mevcut kişiler arasında birini seçmek
to elect someone from among the members present Verb
mevsim dışı arasında kalan takvim dönemi
shoulder pad shoulder period
miktarı ve fiyatı gizlenmiş bu bilgiler arasında bulunabilir
bagging the street
Oğlak ve Yengeç Dönenceleri arasında kalan bölge
tropics Noun
oğullar arasında ikinci doğmuş olmak
to secundogeniture Verb
okulda başarılı öğrenciler arasında olmak
to be high up in school Verb
ortak arasında ortak girişim
joint venture between A and B
ortaklar arasında şirket tescili için yapılan sözleşme
deed of partnership
özel bilgiye sahip kişiler arasında olmayanlar
uninitiated
partiler arasında gidip gelme
swing of the pendulum Politics-Intl. Relations
partiler arasında pazarlık yapma
horse trading
pazarlama seçenekleri arasında bir seçim yapılması
placing
politikacılar arasında karşılıklı yardım
logrolling
politikada rakip gruplar arasında ihtilaf
dissensions between rival groups in politics
profesyonel borç veren ile borçlu arasında yapılan sözleşme
money-lending contract
rakipler arasında mücadele
interference with competitors
raporlar arasında ayrılık
variance between reports
raylar arasında 1
broad gauge
sağ kişiler arasında tasarruf
disposition inter vivos
sanayi alanları arasında sermaye hareketi
cross investment
satırlar arasında yazma
interline
sipariş etme tarihiyle teslimat arasında geçen zaman
leadtime
şirketler arasında tröst
antitrust act
şoförle yolcu mahalli arasında duvarı olan limuzin
town car
söz arasında bir gözlemde bulunmak
to remark in passing Verb
söz arasında sorulan soru
incidental question
taraflar arasında adilane anlaşma
equitable arrangement between parties
taraflar arasında anlaşma
deal between parties
taraflar arasında hisse senedi deviri
transfer under hand
taraflar arasında hisse senedi devri
transfer under hand
tavan arasında oda yapmak
to build a room in the attic Verb
ticaret birlikleri veya sendikalar arasında yapılan anlaşma
cartel
toplumda dostları arasında dolaşmak
to go about Verb
trenlerin kalkma saatleri arasında geçen zaman
intervals between starting times of trains
üç taraf arasında yapılan sözleşme
tripartite indenture
üç taraf arasında yapılmış
tripartite
vagonları arasında geçit olan tren
vestibule train
vagonları arasında geçit olan tren vagonu
vestibule car
vb arasında geçen
picaresque
yakın akrabalar arasında evlenme
intermarriage
yaşlar arasında büyük fark
disproportion in age
yıldızlar arasında vaki olan
interstellar
yük ve navlun arasında paylaşılması
general average
zamanı iş ile oyun arasında bölmek
to divide one's time between work and play Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database