at first

  1. ilkönce, evvelâ.
  2. ilkönce, önceleri, önceden, evvelemirde.
    At first I didn't like her, but now I do.
ilk bakışta
ilk bakışta.
ilk bakışta.
dolaysız, aracısız, doğrudan doğruya.
(a) doğrudan doğruya, aracısız, asıl yerinden/kaynağından.
I learnt it at first hand from my neighbor.
(b) bizzat.
I found out at first hand by seeing it with my own eyes.
(at) second hand: ikinci elden, elden düşme.
görür görmez, derhal, hemen.
haberi ilk kaynağından almak Verb
iki başlı hayat sigortası Noun
ikibaşlı hayat sigortası Noun
bir şeyi kaynağından öğrenmek Verb
ilk elden satın almak Verb
ilk ağızda
ilk gençlik çağında.
ilk hamlede
ilk fırsatta
ilk teşebbüste
ucuz uçak biletlerinin havaalanında sıra ile satılması
okulda ilk yıl