ayrı

Turkish-English Translation

  1. different
  2. Adjective various
  3. individual
  4. independent
  5. Information Technology separate
  6. aside
  7. distinct
  8. remote
  9. free
  10. Adverb separately
  11. neutral
  12. Adverb individually
  13. differing
  14. divided
  15. singular
  16. semi
  17. segregated
  18. freestanding
  19. apart
  20. several
  21. aloof
  22. discrete
  23. sporadic(al)
  24. in sunder
  25. different from/than/to
  26. dividual
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

..'dan ayrı
different from
ana binadan ayrı
cabana
ana bir baba ayrı
uterine
ana geziden ayrı
side trip
birbirinden ayrı
apart
birbirinden çok ayrı
wide apart
'dan ayrı
different from
ayrı ayrı
distinct
ayrı ayrı
independently Adverb
ayrı ayrı
separate
ayrı ayrı
one by one
ayrı ayrı
severally Adverb
ayrı ayrı
respective
ayrı ayrı
respectively Adverb
ayrı ayrı
loose
ayrı ayrı
individually Adverb
ayrı ayrı
separately Adverb
ayrı ayrı gelir vergisi beyannamesi vermek
to file separate roes Verb
ayrı ayrı gümrük tarifesi uygulama
flag discrimination
ayrı ayrı mütalaa etme
particularization
ayrı ayrı olaylardan meydana gelmiş
episodic
ayrı ayrı söylemek veya göz önünde bulundurmak
to particularize Verb
ayrı ayrı yapılan sözleşmeler
piecemeal contract
ayrı basılmış böyle bir parça
excerpt
ayrı basım
offprint
ayrı basım
reprint
ayrı baskı
separate print
ayrı baskı
separate reprint
ayrı baskı
offprint
ayrı biçimde
separately Adverb
ayrı bir başlık altında olmak
to come under a separate heading Verb
ayrı bir şekilde
separately Adverb
ayrı bir varlığı olmak
to be a separate and distinct entity Verb
ayrı bir yere koymak
to seclude Verb
ayrı bir zarfta
under separate cover
ayrı borçlar
separate debts Noun
ayrı bütçe
separate budget
ayrı değerlendirmelerde bulunmak
to arrive at different valuations Verb
ayrı din
mixed parentage
ayrı duran
freestanding
ayrı duruşma
separate trial
ayrı düşüncelerde olma
differing opinion
ayrı düşüncelerde olma
being of differing opinion
ayrı fikir
separate opinion
ayrı fikirde olmamak
to take a different view Verb
ayrı fikirlerde olmak
to be divided in opinion Verb
ayrı geçim nafakası
separate maintenance Noun
ayrı geçim nafakası
(US) separate maintenance Noun
ayrı gelir vergisi beyannamesi
separate return
ayrı görüşleri olma
having differing views
ayrı görüşleri olma
differing views
ayrı hesap
separate account
ayrı imtihan
separate examination
ayrı izin yapmak
to take separate holidays Verb
ayrı izin zni yapmak
to take separate holidays Verb
ayrı kalem
separate item
ayrı kılmak
to distinguish Verb
ayrı koymak
to set apart Verb
ayrı koymak
to set off Verb
ayrı mektup
separate letter
ayrı olarak
under separate cover
ayrı olarak
separately Adverb
ayrı olarak düşünmek
to prescind Verb
ayrı olarak gönderme
(mail) under separate cover
ayrı olarak satmak
to sell separately Verb
ayrı olarak vergilendirilmek
to be taxed separately Verb
ayrı piyasalarda uygulanan ayrı fiyatlar
discriminatory prices Noun
ayrı posta ile
under separate cover
ayrı saatlere bölüştürmek
to stagger Verb
ayrı siyasal partilerden olmak
to belong to different political camps Verb
ayrı sorumlulukları olan
syndicate
ayrı sözleşme
separate covenant
ayrı sözleşme
separate agreement
ayrı teknik ünite
separate technical unit Noun, Transport
ayrı türlerden
heterogenous
ayrı türlerden olan
heterogeneous Adjective
ayrı tutmak
to keep separately Verb
ayrı tutmak
to keep separate Verb
ayrı tutulan
exempt
ayrı tutulma
exemption Noun
ayrı varlığı olan sigorta poliçesi
separate policy
ayrı vergilendirme
tax splitting method
ayrı yaşama
separation Noun
ayrı yaşamak
(married couple) to live separately Verb
ayrı yaşamak
to live apart Verb
ayrı yaşayan kadın eş
grass widow
ayrı yumurta ikizleri
dizygotic twins Noun, Reproduction
(evli çift , Br) yazılı ayrı yaşama anlaşması
separation deed
(evli çift) ayrı yaşamak
to live separate Verb
(evli çift) ayrı yaşamak
to be living separate Verb
(evli çift) mahkeme emri ile ayrı yaşama
separation by order of the court
(evli çift) rıza ile ayrı yaşama
separation by consent
(gelir vergisi beyannamesi) ayrı oturma
living separate and apart
(kayıt edilmiş sesi) dört ayrı kanaldan ileten
quadraphonic
(posta) ayrı olarak gönderme
under separate cover
(vergilendirme , US) ayrı ayrı vergilendirme sistemi
splitting system
(yanlışlıkla) aynı negatif üzerine iki ayrı poz çekme
double exposure
... ayrı müebbet hapis cezasına çarptırılmak
to be sentenced to ... consecutive life terms Verb, Law
açık havada yapılan on ayrı atletizm dalını kapsayan yarışma
decathlon
anaları bir babaları ayrı olan erkek kardeşler
uterine brothers Noun
asıl mesleğinden ayrı iş
sideline business
asıl mesleğinden ayrı uğraş alanı
sideline
bir binanın kat sahiplerinin ayrı olması durumu
condominium building
bir fatura kalemlerini ayrı ayrı göstermek
to extend an invoice Verb
bir konuyu ötekinden ayrı tutmak
to keep one subject distinct from another Verb
bir şeyi ayrı tutmak
to make a distinction (between Verb
bir şeyi ayrı tutmak
to keep something separate Verb
bir şeyi ayrı tutmak
to discriminate (between Verb
bir tarafın ayrı mülkü (peculium) ile ilgili dava
actio de peculio
bir ürünün parçalarını ayrı ayrı fabrikalara sipariş verme
farming out
birbirinden ayrı nesnelerden oluşan yığın
conglomeration
birşeyden çok ayrı olmak
to be far removed from something Verb
borsada hisse satıp aynı anda ayrı bir işlemle geri alma
bed and breakfast operation
çiftlikte asıl binadan ayrı ufak bina
outhouse
denizlerden ayrı olarak karalar
(Lat.) terra firma
devletten iki ayrı kaynaktan alınan ücret
double dipping
dinsel işlerden ayrı olan
profane
eğilimli arazi üstüne yapılmış iki ayrı girişli ev
split-level house
eğimli arazi üstüne yapılmış iki ayrı girişli ev
split-level house
esas geziden ayrı olarak
extension
evli çiftin gönüllü olarak ayrı yaşamaları
voluntary separation Noun
evli çiftlerin ayrı yaşama konusundaki mahkeme kararı
separation order
evli çiftlerin düzenlenen ayrı yaşama beyanları
notarial separation Noun
gelirden ayrı sermaye ile ilgili sorunlara ait
static
Genel Eğitim Sertifikası (üç ayrı düzeyde sınav içerir
advanced general certificate of education
gidiş ve dönüş yolları ayrı olan gidiş-dönüş yolculuğu
circle trip
her bir kalemi ayrı ayrı hesaba geçirmek
to post each entry singly Verb
her biri üç ayrı kamptan
troika
iki ayrı dilden alınmış kelimelerle yapılan bileşik kelime
hybrid
iki ayrı eyaletin hemşerisi olma
intercitizenship
iki ayrı hayat sürmek
to lead a double life Verb
iki ayrı işlevi olan
bifunctional
işyeri ile konutu ayrı ayrı yörelerde bulunan kimse
daily breader
kanun önünde ayrı din ve itikat sahibi kişilerin eşitliği
confessional equality
karı kocanın mallarının vergilendirilmesi amacıyla ayrı ayrı kıymet takdir edilmesi için başvurmak
to apply for a separate assessment Verb
karı ve kocadan birinin hukuki bir sebebe dayanmaksızın diğerinden ayrı yaşaması
subtraction of conjugal rights
karı-kocanın ayrı yaşama anlaşması
separation agreement
kendi ayrı geliri olmak
to have an independent income (of one's own) Verb
kendi memleketinin diğerlerinden ayrı hareket etmesi yandaşı
isolationist
keşide ve tediye yeri ayrı olan poliçe
walk bill
kurumlar vergisi klasik sistemi (şirketleri hissedarlardan ayrı olarak vergilendirme sistemi
classical system of corporation tax
mahkûmların ayrı bir yerde korunması
seclusion of prisoners
memleket içinde İngilizce'den ayrı bir dilde basılan ilan
foreign language advertising
net dara (malların ambalajlanmadan önce ayrı tartılması
actual tare
öteki tüm reklam yapma yöntemlerinden ayrı olarak
direct advertising
sınai şirketlerden ayrı olarak
commercial share
stok gruplarını ayrı ayrı değerlendirme yöntemi
category method
stok kalemlerini ayrı ayrı değerlendirme yöntemi
item-by-item method
sürüden ayrı yaşayan
rogue
toplumdan ayrı düşmek
to be cut off from all society Verb
üç ayrı döviz üzerinden arbitraj
triangular operation in exchange
uluslarınkinden ayrı kültürleri olan gruplar
fourth world
yıllık izinleri ayrı ayrı zamanlara bölüştürmek
to stagger the annual holidays Verb
zabitten ayrı güverte bölümünde çalışan tayfa
deck hand
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Farklı ve değişik, başka
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.