bağlı

Turkish-English Translation

  1. dependent
  2. relative
  3. fixed
  4. related
  5. devoted
  6. coherent
  7. bound
  8. subsidiary
  9. linked
  10. cohesive
  11. attached
  12. adherent
  13. subordinate
  14. tied
  15. affiliated
  16. copulate
  17. according
  18. appertaining
  19. faithful
  20. ancillary
  21. bound up in
  22. geared
  23. legato
  24. sessile
  25. consequent
  26. inseparable
  27. truehearted
  28. allegiant
  29. appurtenant
  30. dependent on
  31. related to
  32. connected with
  33. appendant
  34. committed
  35. in love (with)
  36. ancillary to
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

antikora bağımlı hücresel fagositoz
antibody-dependent cellular phagocytosis (ADCP), antibody-dependent cell-mediated phagocytosis Noun, Biochemistry
antikora bağımlı hücresel sitotoksisite
antibody-dependent cellular cytotoxicity (ADCC), antibody dependent cell-mediated cytotoxicity Noun, Biochemistry
komplemente bağımlı sitotoksisite
complement-dependent cytotoxicity (CDC) Noun, Biochemistry
Ölüme Bağlı Tasarrufların Şekline İlişkin Kanunlar İhtilafı Kurallarına Dair Sözleşme
Convention on the Conflicts of Laws Relating to the Form of Testamentary Dispositions Noun, International Law
başarıya bağlı
dependent upon success
birbirine bağlı
interconnected
candan bağlı
devotedly attached
candan bağlı
devoted
'e bağlı
incidental upon
endekse bağlı
tied to the index
enflasyona bağlı
inflation-induced
enflasyona bağlı
inflation- induced
evine bağlı
homekeeping
fiyata bağlı
price induced
gelgite bağlı
tidal
gerçeğe bağlı
veracious
gevşek bağlı
loosely coupled Information Technology
görevine bağlı
duty bound
gözü bağlı
blindfold
hâkim hükmüne bağlı
judge-made
ihracata bağlı
export dependent
iradeye bağlı
voluntary
işine bağlı
conscientious Adjective
isteğe bağlı
arbitrary Information Technology
isteğe bağlı
elective
isteğe bağlı
discretionary
kanala bağlı
channel-attached Information Technology
kanla bağlı
allied by blood
kanuna bağlı
statutory
ölüme bağlı
testamentary Adjective, Law
ölümüne bağlı
selflessly devoted Adjective
paralel bağlı
connected in parallel
personel müdürüne bağlı
to be answerable to the personnel manager
piyasaya bağlı
mit- induced
rastlantıya bağlı
incidental
şansa bağlı
aleatory
şarta bağlı
provisory
şarta bağlı
contingent
şarta bağlı
conditioned
şarta bağlı
conditional
sıkı bağlı
tightly coupled Information Technology
sözleşmeyle bağlı
bound by contract
talihe bağlı
in the lap of the gods
talimata bağlı
subject to directions
telefonla bağlı
connected by telephone
yaşa bağlı
age-related Adjective, Medicine
yeminle bağlı
oath-bound
yeminle bağlı
oath- bound
bağlı borç
tied loan
bağlı değişken
dependent variable Noun, Mathematics
bağlı değişken değişmezi
alphabetic variance
bağlı fon
tied-up funds
bağlı girişimler
related enterprises Noun
bağlı kalınmaksızın
notwithstanding Adverb, Law
bağlı kalınmayan fiyat teklifi
quotation without obligation
bağlı kalmak
to stick to Verb
bağlı kalmak
to stick Verb
bağlı kalmak
to observe Verb
bağlı kılma
subordination Noun
bağlı klor
bound chlorine Noun, Chemistry
bağlı kredi
tied loan
bağlı kredi
tight credit
bağlı kredi
tied credit
bağlı kuruluşlar
subsidiaries Noun, Management
bağlı kurum
affiliate Noun, Advertising
bağlı kurumlar
affiliated organizations Noun
bağlı menfaatler
subordinate interest
bağlı menfaatler
subordinate interests Noun
bağlı olan
committed
bağlı olduğu gar
station of attachment Transport
bağlı olma
dependence
bağlı olma
dependency
bağlı olmak
to depend Verb
bağlı olmak
to hang on Verb
bağlı olmak
to connect Verb
bağlı olmak
to cling Verb
bağlı olmak
to relate Verb
bağlı olmak
to hinge Verb
bağlı olmak
to turn on Verb
bağlı olmayan
untied
bağlı olmayan
unattached
bağlı ortaklık
subsidiary Noun, Management
bağlı risk
associated risk
bağlı şey
fixture
bağlı şirket
affiliated firm
bağlı şirket
affiliated corporation
bağlı şirket
affiliate
bağlı şirket
associated company
bağlı şirket
underlying company
bağlı şirket
(wholly owned) subsidiary company (corporation)
bağlı şirket
affiliated company
bağlı şirket
related company
bağlı şirket
sister company
bağlı şirket
subsidiary company
bağlı şirketlerden alacaklar
receivables from affiliates (in the balance sheet Noun
bağlı şube
affiliated firm
bağlı talep
joint demand
bağlı teşebbüs
subsidiary Noun, Competition Law
bağlı teşkilatlar
subordinate bodies Noun
bağlı toprak
dependent territory Noun, International Law
bağlı ürünler
joint products Noun
bağlı yardım
tied aid
bağlı yetki
non-discretionary power Noun, Law
bağlı yük
fixed load
...'e bağlı olmak
to appertain to ... Verb
antlaşmaya bağlı kalmak
to abide by an agreement Verb
arzuya bağlı ödeme tarzı
optional modes of settlement
bir antlaşmaya bağlı kalmak
to adhere to a treaty Verb
bir araya bağlı ürünler
typing product
bir mevkie bağlı maaş
salary appendant to a position
bir programa bağlı kalmak
to maintain a schedule Verb
bir tarikata bağlı olmak
to be in religion Verb
bir teklife bağlı kalmak
to stick to an offer Verb
birine bağlı olmak
to answerable to sb Verb
birine bağlı olmak
to be in subjection to sb Verb
birşeye bağlı kalmak
to stick at something Verb
birşeye bağlı olmak
to depend on something Verb
dinine çok bağlı olan
pious Adjective
doğrudan bağlı makine
direct action engine
doğrudan müdüre bağlı olacak
she will report direct to the manager
Duruma bağlı.
That depends.
elçiliğe bağlı görevli
attaché
endekse bağlı ücret artması
threshold payment
eski âdetlerine bağlı olmak
to get into a groove Verb
gayrimenkule bağlı olmayan hak
right in gross
gelire bağlı emeklilik planı
earnings-related pension plan
geminin bağlı olduğu liman
port of registry
ifadesine bağlı kalmak
to adhere to one's statement Verb
ifadesine bağlı kalmak
to stick to one's statement Verb
izne bağlı olmak
to depend on a permission Verb
kendi işine bağlı kalmak
to stick to one's knitting Verb
koşullara bağlı olarak
conditionally Adverb
mevsime bağlı iş
seasonal employment
mevsime bağlı olarak
seasonally
mevsime bağlı trend
seasonal trend
mevsime bağlı yükseliş
seasonal upswing
ölüme bağlı tasarruf
disposition by will
pamuk ipliğine bağlı olmak
to hang by a hair Verb
poliçeye bağlı belge bulunmaması
clean bill
prensiplerine bağlı kalmak
to stick to one's principles Verb
şansa bağlı keşif
serendipity Noun
şansa bağlı olan şey
stake
şansa bağlı sigorta sözleşmesi
aleatory contract
şarta bağlı ciro
conditional indorsement
şarta bağlı istihkak
conditional interest
şarta bağlı yıllık gelir
contingent annuity
şartlara bağlı kalmak
to adhere to conditions Verb
şartlara bağlı kalmak
to adhere to terms Verb
Şartlara bağlı.
That depends.
seçime bağlı başlangıç noktası
arbitrary origin Noun
şekle fazla bağlı kalmamak
not to pay too much attention on to form
sendikaya bağlı işgücü
organized labour
sendikaya bağlı işletme
unionized plant
sözleşmeye bağlı taahhütler
contractual commitments Noun
sözleşmeye bağlı talep
contractual claim
sözleşmeyle bağlı bulunmak
to be bound by a contract Verb
sözüne bağlı kalmak
to adhere to a promise Verb
sözüne bağlı kalmak
to stand by Verb
tarikata bağlı kişiler
religious men Noun
teklife bağlı kalmak
to stick to an offer Verb
toplar damarlara bağlı olan
venous Adjective
toprağa bağlı köle
serf
ücrete bağlı işsizlik yardımı
(Br) earnings-related unemployment benefit
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. İp veya başka bir araçla bir ... bir yere bağlanmış olan
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.