back-up

  1. yedek.
    a backup = back-up pilot.
  2. destekleyici, takviye edici.
    a backup = back-up effort.
  3. takviye, destek.
  4. (tıkanıklık sonucunda) geri tepme, yığılma, birikme.
    a sewage backup = back-up: lâğımın (tıkanarak)
    geri tepmesi.
    a backup = back-up of cars at the border: hudutta arabaların yığılması.
  5. (araştırma/geliştirmede) başarısızlığa uğramak üzere olan programa paralel başka bir plan.
yedek.
a backup = back-up pilot.
destekleyici, takviye edici.
a backup = back-up effort.
takviye, destek.
(tıkanıklık sonucunda) geri tepme, yığılma, birikme.
a sewage backup = back-up: lâğımın (tıkanarak)
geri tepmesi.
a backup = back-up of cars at the border: hudutta arabaların yığılması.
(araştırma/geliştirmede) başarısızlığa uğramak üzere olan programa paralel başka bir plan.
backing (7-b).
backing (7-b).
ilan sayfası (bir gazete ya da dergiye ek koyabilmek için satın alınması gereken tam boy sayfalık reklam yeri
(a) trafiğin durmasına sebep olmak.
A stalled car backed up the traffic for miles. (b)
basım
kâğıdın arka yüzüne basmak, (c) geri gitmek/basmak/sürmek.
back up into the garage: (arabayı) geri sürerek garaja sokmak. (d) desteklemek, teyit etmek, sağlamlaştırmak.
He backed up my story and they let us go: O da benim anlattıklarımı teyit etti ve bizi serbest bıraktılar.
batarya destekli
pil şarj aygıtı
artımlı yedekleme Information Technology
manyetik bant yedekleme aygıtı Information Technology