barge

  1. Maritime Traffic mavna
  2. mavna, salapurya.
  3. saltanat kayığı.
    elegant barges on the Grand Canal in Venice.
  4. sancak gemisi.
  5. düz tekneli büyük yelkenli.
  6. büyük duba, ev gibi kullanılan duba.
  7. büyük tenezzüh arabası.
  8. mavna ile taşımak.
    Coal and ore had been barged down the Missisipi.
  9. (mavna gibi) ağır hareket etmek.
    a big man who barged along the street dragging his heels.
  10. paldır küldür gitmek, yürürken etrafa çarpmak.
    to barge through a crowd. He kept barging along/about until I stopped him.
limbo
(Br) ev olarak kullanılan gemi
(söze vb.) karışmak, yersiz müdahale etmek, burnunu sokmak, birdenbire girmek/dalmak.
I hate to barge
in without an invitation. The door burst open and the children barged in.
(a)
barge in ile ayni anlama gelir. sırasız söze karışmak, manasızca/saygısızca müdahale etmek.

to barge into a conversation. He barges in(to) on our conversations. (b) çarpmak, toslamak.
mavnacı
uzun avara gönderi.
I wouldn't touch it wit a barge pole (= with a ten foot pole): Aman, istemem,
lüzumu yok/istemem, eksik olsun/ kırk yıl görmesem aramam.
Noun
gemilerin yanaşamadığı
dolayısıyla yükleme ve boşaltma için mavna veya başka ufak teknelerin kullanıldığı liman
yükleme ve boşaltma için mavna veya ufak teknelerin kullanıldığı liman
mavna sırığı/gönderi. Noun