İngilizce - Türkçe Sözlük | İngilizce

(gündemdeki) başka konular

any other business Noun

(sanayi) başka bir yere taşımak

to translocate Verb

...'den başka

other than ...

...'den başka birşey olmamak

to be tantamount to ... Verb

…den başka herşey

anything but …

akılı başka yerde olmak

to be distracted Verb

aklı başka yerde olma

wool gathering

banka borçu başka borçlar

bank indebtedness other borrowings Noun

başka

alternative

başka

else

başka

another

başka

apart from

başka

than

başka

except

başka

different

başka

several

başka

other

başka

beside

başka

different from/than/to

başka ad

alias

başka avukatlara danışmak

to resort to other counsels Verb

başka başka

different

başka başka

one by one

başka başka özellikleri olan

miscellaneous Adjective

başka bir alana atlamak

to cross over Verb

başka bir arabaya yetişmek

to catch up with another car Verb

Başka bir çözüm göremiyorum.

I don't see any way around it.

başka bir deyişle

in other words Adverb

başka bir deyişle

to put it another way Adverb

Başka bir deyişle,

Put another way,

başka bir eyalet mahkemesi

foreign court

başka bir görüş açısından

(Lat.) alio intuitu

Başka bir gün buluşuruz.

I'll take a rain check.

başka bir güne bırakmak

to adjourn Verb

başka bir hamurdan olmak

to be of another paste Verb

başka bir hamurdan olmak

to be a completely different person Verb

başka bir hava çalmak

to sing another tune Verb

başka bir hesaba nakil

transfer into another account

başka bir hesaba nakil

transfer to another account

başka bir ifadeyle

in other words Adverb

başka bir ifadeyle

put another way Adverb

başka bir ifadeyle

to put it another way Adverb

başka bir ihbarda bulunmaksızın

without further warning

başka bir iş

alternative employment

Başka bir işim var.

I have plans.

başka bir karaktere bürünmek

to change your spots Verb

başka bir karar

alternative decision

başka bir kaynaktan

aliunde

başka bir kıymeti takdir etmek

to transvaluate Verb

başka bir konuya geçmek

to proceed to another subject Verb

başka bir konuya geçmek

to turn to another subject Verb

başka bir kuruluş

opposite number

başka bir kurumda görevlendirilme

secondment Noun, Human Resources

başka bir mahkemeye başvurmak

to consult to appeal to another court Verb

başka bir mahkemeye başvurmak

to appeal to another court Verb

başka bir seçenek olarak

alternatively Adverb

başka bir şekilde

otherwise Adverb

başka bir şey

something else

başka bir şık olarak

alternatively Adverb

başka bir sınıfa girmek

to fall under another category Verb

başka bir şirketi katmak

to annex another company Verb

başka bir standart uygulamak

to apply another standard Verb

başka bir tane

another

başka bir tekneye aktarmak

to trans s hip to another vessel Verb

başka bir tekneye aktarmak

to tranship to another vessel Verb

başka bir tutum benimsemek

to change your tune Verb

başka bir ülkede boşanma

foreign divorce

başka bir yazar

(Fr.) pastiche

başka bir yerde

(Lat.) alio loco

başka bir yere geçmek

to move to another seat Verb

başka bir yere göndermek

to send away Verb

başka bir yere taşınmak

to move away Verb

başka bir yol denemek

to try another course Verb

başka biri

someone else

başka birine geçmek

to change hands Verb

başka birinin suçunun aleti olmak

to be the instrument of another's crime Verb

başka birinin tasarımına

passing off

Başka birşey yok.

That'll be all.

başka birşeye geçmek

to move on Verb

başka borçlar

other borrowings Noun

başka çaresi olmamak

to have no ami Verb

başka çıkar yolu olmamak

to have no option but Verb

başka devletin hükmü altındaki memleket

territory

başka ellere geçmek

to pass into other hands Verb

başka enerji kaynaklarına geçiş

diversification into other energy sources

başka görüşte olan

heterodox

başka güçlükler

further difficulties Noun

başka hava çalmak

to dance another time Verb

başka hava çalmak

to change one's tune Verb

başka hava çalmak

to be totally indifferent Verb

başka her şeyden sonra

to cap it all

başka herhangi bir şekilde

by any other means Adverb

başka işlerle meşgul olmak

to be tied up with other things Verb

başka kalıba sokmak

to transform Verb

başka kanıtlar

other evidence

başka kelimelerle ifade etmek

to reword Verb

başka kişilerin içtiği sigara

passive smoking

başka kişilerin konuştuklarını dinlemek

to listen in to other people's conversation Verb

başka konuya geçmek

to move on Verb

başka kredi vermemek

to refuse further credit Verb

başka malların yerini tutan mallar

substitute articles Noun

başka mallarla birlikte gönderme

collective consignment

başka mallarla birlikte gönderme

mixed consignment

başka muhtelif gelirler

other income (balance sheet)

başka nasıl yapabilir

how else can I do it

başka ömür

incarnation

başka önlemlere başvurmak

to change one's tack Verb

başka organın altında yetişen

inferior

başka şekle girmek

to alter Verb

başka şeyler meyanında

among others (ao)

Başka sorum yok!

I rest my case! Noun, Law

başka sözlerle ifade etme

metaphrase

başka sözüm yok

there is nothing to add

başka sureti bulunmayan poliçe

sole bill

başka suretle

alias

başka tarafa bakmak

to look away Verb

başka tarafa çekmek

to distract Verb

başka tarafa çevirmek

to divert Verb

başka tarafa yöneltmek

to turn away Verb

başka tarihe attırmak

to give on stock Verb

başka topraklarla çevrilmiş toprak

enclosed within other lands

başka türlü

otherwise Adverb

başka türlü göstermek

to dissimulate Verb

başka türlü ifade etmek

to put it otherwise Verb

başka türlü olmak

to alter Verb

başka türlü savunmaya geçmek

to shift one's ground Verb

başka türlü söylemek

to rephrase Verb

başka ülkeden yapılan ilan

foreign advertising

başka ülkelerle rekabet etmek

to compete against other countries Verb

başka uyruğa geçmek

to acquire citizenship Verb

başka yatırımlar edinmeden kullanarak

insider trading

başka yerde

elsewhere

başka yerde sigorta edilmiş

elsewhere insured

başka yere

elsewhere

başka yere göç eden

transmigrator

başka yere nakletme

translocation

başka yere taşınmak

to change one's quarters Verb

başka yere yerleştirmek

to transplant Verb

başka yola başvurmak

to try another tack Verb

başka yolla

otherwise Adverb

Başka yolu yok.

I don't see any way around it.

başka yöne çevirmek

to avert Verb

başka yöne yönelmemiş ilgi

undivided interest

başka zaman

then

Başka zaman.

Not now.

başka zamanlarda

at other times

beklemekten başka ne yapılabilir

what can one do except wait

bir başka deyişle

to put it another way Adverb

bir başka deyişle

in other words Adverb

bir başka ifadeyle

to put it another way Adverb

bir başka ifadeyle

in other words Adverb

bir başka ifadeyle

put it differently

bir başka şekle sokmak

to remanufacture Verb

bir şeyi başka sözcüklerle anlatma

paraphrase

birşeyi başka birşeyle hizalamak

to line up something with something Verb

bundan başka

thereto

bundan başka

moreover

bundan başka

furthermore

bunu başka bir şirkete

opportunity cost

davanın başka bir mahkemeye havalesi

transfer of a case to another court

'den başka

aside from

'den başka

over and above extra

'den başka

besides

'den başka

save

'den başka

apart from

'den başka

except

-den başka

all but

den başka; ancak; yalnız

save

dikkati başka tarafa çekme

distraction Noun

dikkati başka yere çevirmek

to call off the attention Verb

dikkati başka yere yöneltmek

to call off the attention Verb

dikkatini başka konulara yöneltmek

to shift one's attention to other matters Verb

duruşmanın başka bir güne bırakılması

rising of a court

fikri başka olmak

to disagree with sb Verb

gözlerini başka tarafa çevirmek

to drop your eyes Verb

gözlerini başka tarafa çevirmek

to drop your gaze Verb

içine başka şey karıştırmak

to tinge Verb

işgücünü başka yöne yöneltme

diversion of manpower

kendini başka biri gibi tanıtmak

to personate sb Verb

mahpusların başka yere gönderilmesi

transfer of prisoners

mevcut başka seçenekler

other pebbles on the beach Noun

mülkiyetten başka bir hak

equitable interest

olduğundan başka göstermek

to colour Verb

ondan başka her şey

anything but

oturumun başka güne bırakılması

rising of parliament

sadakatin başka tarafa yönelmesi

switch of loyalties

sanayinin başka yere nakli

translocation of industry Noun

sermayeyi başka yöne çevirmek

to redirect capital Verb

soruna başka bir açıdan bakmak

to see the matter in a new light Verb

ticaretin başka alana kayması

drift of trade

trafiği başka yola vermek

to divert traffic Verb

trafiği başka yola vermek

to bypass traffic Verb

trafiği başka yola vermek

(Br) to divert traffic Verb

trafiği başka yola vermek

to detour the traffic Verb

trafiği başka yola vermek

to by-pass traffic Verb

vergi ve başka gelirler

general fund

yapacak başka seçenek olmama

hobson's choice

yatırımları başka yere kaydırmak

to switch investments Verb

yolda başka arabaları sollamak

to overtake other cars on the road Verb

baska

Terms/Phrases

Turkish-English Phrases