eğilme kirişi betonu
Noun, Construction
angle iron ile ayni anlama gelir. köşebent demiri, L demiri, kesiti L şeklinde olan demir çubuk.
gergi mili: dokuma tezgâhlarının önünde top halinde sarılacak kumaşı gergin tutan mil.
Noun
destek kirişi: vitrin vb. gibi açıklığın üstündeki duvarı tutan kiriş.
Noun
yandan, yanlamasına, geminin gidiş yönüne dik.
güvertenin üstüne oturduğu kemere
güvertenin üstüne oturduğu kemer
(uçak) radyo ile yöneltilerek uçmak.
temel kirişi
Noun, Construction
(taşıtlarda) uzak farı, uzağı aydınlatan lamba.
Noun
iniş kılavuzu, uçağın aletle inişini yöneten radyo huzmesi/demeti.
yakın (mesafe) farı. high beam
Noun
özdeciksel ışın, özdecik demeti /ışını, molekül demeti/ışını.
(a) rotadan ayrılmış, radyo dalgasının gösterdiği yoldan çıkmış (uçak/gemi), (b)
argo yanlış,
hatalı, sapıtmış.
The poollsters were off the beam again for the last presidential election.
(a) doğru yolda, rotada (uçak), (b)
den. yanda(n), gemi eksenine dik doğrultuda, (c)
argo doğru, tam, yolunda.
His answer was right on the beam: Cevabı tamamen doğru idi.
yöneltilmiş radyo dalgası.
Noun
haç merteği: kilisede haçın tutturulduğu kiriş.
telsizde alış durumunda beklemek
Verb
dengeleme kolu, balansiye.
(dokumacılıkta) çözgü yumağı.
Noun
kısa dalgaları belli bir yöne gönderen istasyon tertibatı
radarla mermiyi bir hedefe sevk etme sistemi
(televizyon) yayın dalga boyu
mali açıdan batmış durumda olmak
Verb
bir şey üzerine kuvvetli ışık tutmak
Verb