birinci

Turkish-English Translation

  1. prime
  2. premier
  3. primary
  4. initial
  5. alpha
  6. fundamental
  7. first
  8. freshman
  9. head
  10. premiere
  11. fore
  12. lead-off
  13. the first
  14. erst
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ilk denemede
on the first try Adverb
sınıf birincisi
top of the class Noun, Education-Training
sınıf birincisi
head of the class Noun, Education-Training
yılın birinci ayı
January Noun
eşleri arasından birinci
(Lat.) primus interpares
on birinci
eleventh
birinci (US , ikinci) kat
first story
birinci aday
top candidate
birinci balkon
mezzanine Theatre
birinci basamak sağlık hizmeti
primary care Noun, Medicine
birinci başvuru sahibi
first applicant
birinci buluş sahibi
first inventor
birinci derece banka kabulü
prime banker's acceptances
birinci derece ipotek
prior mortgage
birinci derece ipotek
first mortgage Noun, Law
birinci derece ipotek
prior lien
birinci derece ipotek kredisi
first-mortgage loan
birinci derece ipotek senedi
first mortgage bond
birinci derece ipotek yatırımları
first-mortgage investments Noun
birinci derece likidite
immediate liquidity
birinci derece poliçe
prime trade bill
birinci derece teminatlı bono
first lien bond
birinci derece yanık
first-degree burn
birinci derecede asli delil
best evidence
birinci derecede boykot
primary boycott
birinci derecede değerli senet
gilt edged bill
birinci derecede füru
immediate heir
birinci derecede ipotek
senior mortgage
birinci derecede ipotek
first mortgage
birinci derecede ipotek
prior mortgage
birinci derecede ipotek alacaklısı
legal mortgagee
birinci derecede ipotek senetleri
first mortgage bonds Noun
birinci derecede likidite katsayısı
coefficient of immediate liquidity
birinci derecede mirasçı
immediate heir
birinci derecede rol oynamak
to play the first fiddle Verb
birinci derecede teminatlı tahvil
prior lien bond
birinci derecede yanık
first-degree burn
birinci derecede yanık
first degree burn
birinci derecede yanılgı
(statistics) error of first kind
birinci dereceden akraba
in the first remove
birinci devre
first half Noun, Sports
birinci dünya ülkeleri
first world Noun
birinci elden
(at) first-hand
birinci gelmek
to be placed first Verb
birinci gelmek
to be the best Verb
birinci gelmek
to take the cake Verb
birinci gelmek
to come in first Verb
birinci gelmek
to carry off the honors Verb
birinci güverte zabiti
first mate
birinci hamur kağıt
offset paper Noun
birinci kalite
prime quality
birinci kalite
first rate quality
birinci kalite
bang-on
birinci kalite
hot stuff
birinci kalite
first a-
birinci kalite
first rate
birinci kalite
first class quality
birinci kalite
of first choice
birinci kalite
of supreme quality
birinci kalite
first chop
birinci kalite
first choice
birinci kalite
chop
birinci kalite
of first (prime) quality
birinci kalite
top quality
birinci kalite
primary quality
birinci kalite bira
top ale
birinci kalite mal
first-rate goods
birinci kalite mal çeşidi
first choice articles
birinci kalite mallar
superior articles Noun
birinci kaptan
first mate
birinci kat
first storey
birinci kat
first floor
birinci kat
(Br) first floor
birinci kat
(US) first storey
birinci kat
(painting) first coat
birinci katta oturmak
to live on the first floor Verb
birinci keman
leader
birinci kuşak mirasçı
heir of line
birinci mevki
first b
birinci mevki I
first class
birinci mevkide seyahat etmek
to travel pullman Verb
birinci mevkiin altında
cabin class
birinci model
top- of-the-line model
birinci nöbet
first watch
birinci ödülü almak
to take the first prize Verb
birinci ödülü almak
to carry away the first prize Verb
birinci olmak
to come first Verb
birinci olmak
to be placed first Verb
birinci olmak
to come out on top Verb
birinci olmak
to head Verb
birinci olmak
to win Verb
birinci pey akçesi vermek
to give someone an earnest money Verb
birinci şart
preliminary condition
birinci şart
prerequisite
birinci sayfa
front page
birinci sınıf
of first-rate make
birinci sınıf
corking
birinci sınıf
rorty
birinci sınıf
crack
birinci sınıf
a
birinci sınıf
first
birinci sınıf
first- chop
birinci sınıf
top- notch
birinci sınıf
first class
birinci sınıf
first rate
birinci sınıf
gilt edged
birinci sınıf
rip roaring
birinci sınıf
world-class Adjective
birinci sınıf banka akseptansı
prime banker's acceptance
birinci sınıf banka senedi
fine bank bill
birinci sınıf bilet
first class ticket
birinci sınıf bilet
first class fare
birinci sınıf devlet memuru
key state official
birinci sınıf eğitim
slap-up education
birinci sınıf elçilik müsteşarı
counsel l or of embassy
birinci sınıf firma
first rate firm
birinci sınıf gemi
class ship
birinci sınıf gemi
first class ship
birinci sınıf gemici
able-bodied seaman
birinci sınıf hisse senedi
first-rate stock
birinci sınıf hisse senetleri
first-rate stock Noun
birinci sınıf hisse senetleri
high-grade shares Noun
birinci sınıf hisse senetleri
quality stock Noun
birinci sınıf hisse senetleri
glamour stocks Noun
birinci sınıf hizmet
first-class service
birinci sınıf işçilik
first-class work
birinci sınıf işçilik
first rate workmanship
birinci sınıf işçilik
first class work
birinci sınıf işletme yöneticisi
management engineer
birinci sınıf kamara
first class cabin
birinci sınıf karayolu
main highway
birinci sınıf kıymetli kâğıtlar
first-class securities Noun
birinci sınıf kompartıman
first-class compartment
birinci sınıf kredi
first-rate credit
birinci sınıf mal
high- class goods
birinci sınıf öğrencisi
fresher
birinci sınıf öğrencisi
freshman
birinci sınıf otel
first class hotel
birinci sınıf plasman
high-grade investment
birinci sınıf plasman kâğıtları
investment securities Noun
birinci sınıf politikacı
front rank politician
birinci sınıf referanslar
first-class references Noun
birinci sınıf sekreter
first rate secretary
birinci sınıf senet
best paper
birinci sınıf senet
first-rate bill
birinci sınıf senet
prime trade bill
birinci sınıf senet tasnifi
glamo u r stock rating
birinci sınıf senetler
fine papers Noun
birinci sınıf servis
first class service
birinci sınıf sigorta poliçesi
top- hat insurance policy
birinci sınıf tahvil
prime bond
birinci sınıf teminatlı bonolar
senior lien bonds Noun
birinci sınıf ticari senet
fine trade paper
birinci sınıf vagon
first-class carriage
birinci sınıf vagon
first class railway carriage
birinci sınıf vagon
first class carriage
birinci sınıf vagon
(Br) first-class carriage
birinci sınıf yatırım
prime investment
birinci sınıf yatırım
high- class investment
birinci sınıf yatırımlar
high grade investment
birinci sınıf yayım
top publication
birinci sınıf yolcu
first classer
birinci sınıf yolcu
first class passenger
birinci sınıf yolcu
first-class passenger
birinci sınıf-ekstra
first-chop
birinci sırada olan şey
primary
birinci tur
first round Noun, Sports
birinci vites
low gear
birinci vites
first gear Transport
birinci vites
first speed
birinci vites
bottom gear
birinci vitese takılma
engagement of the first gear
birinci vuruş yeteneği
first strike capability
birinci yarı
first half Noun, Sports
(bankacılık) birinci derecede ipotek
preferred debt
(derslerde) birinci olmak
to come out top Verb
(elmas) birinci kalite
first water
(istatistik) birinci derecede yanılgı
error of first kind
...'in birinci çeyreği
first quarter of ... Noun, Economics
ilkokul birinci sınıf
first form
ilkokul birinci sınıf
the first form
İngiliz alfabesinin birinci harfi
a
mirasın birinci derecede fürua
immediate descent
üniversitede birinci sınıf öğrencisi
frosh
yarışı birinci olarak tamamlamak
to come in first Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir sayısının sıra sıfatı, sırada yeri ... ikinciden önce olan, ilk
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.