cock

  1. horoz.
    speckled cock: çil horoz.
  2. erkek kuş.
  3. fırıldak rüzgârı/gülü.
  4. önder, lider.
  5. musluk, valf.
  6. (a) tüfek/tabanca horozu, (b) tüfek/tabanca horozunun ateşe hazır durumu.
    at full/half cock: üst/alt tetikte.
  7. sik, yarak, kamış.
  8. şafak, seher vakti, sabahleyin horozların öttüğü zaman.
    at cock-crow: horoz öterken, seherde, pek erken.
  9. horoz ötüşü.
  10. (ateşli silahın horozunu kaldırarak) ateşe hazırlamak.
  11. dikleş(tir)mek, kaldırmak, yana çevirmek.
    to cock one's eye at someone: birisine yan bakmak.
    cock
    the eye: göz ucu ile bakmak.
    cock the ears: kulak kabartmak/kulak vermek/kulak kesilmek.
    cock one's head while listening: başını kaldırarak/dikkatle dinlemek.
    cock one's hat: şapkasını yan giymek.
  12. (göze çarpacak şekilde) havaya dik(il)mek/kalkmak/kaldırmak.
    Horses ears cocked up. The horse cocked
    its ears when it heard the noise.
  13. horozlanmak, çalım/caka/fiyaka satmak, kasılmak, kasılarak yürümek, kabadayılık satmak/taslamak.
  14. (şapka kenarı vb.) yukarı kıvrılma.
    cocked hat: yanları kalkık bir nevi üniforma şapkası.
  15. (koni şeklinde) saman/ot/gübre vb. yığını.
  16. saçma(lık), manasızlık.
    a load of old cock: bir sürü saçma/zırva.
  17. küstahlık, küstah tavır.
    I don't like his cock: Küstah tavırlarını beğenmiyorum.
  18. (saman, gübre vb.) yığmak, yığın yapmak.
nanik yapmak, başparmağını burnuna götürerek eliyle alay işareti yapmak.
eyyamcı Noun
kurmak Verb
hava süpabı. Noun
toplu tıkaç yüzen topla işleyen tıkaç/valf. Noun
roadrunner
drenaj musluğu
emniyet musluğu.
(a) dövüş horozu.
live like a fighting cock: bol bol yeyip içmek. (b) mücadeleci, kavgacı, yılmaz, azimkâr.
yangın musluğu. Noun
benzin musluğu
manometre musluğu
su seviye gösterici musluğu
hazırlıksız iş görmek.
(a) vaktinden önce ateş etmek/almak/vukubulmak, (b) hazırlıksız veya düşünmeden konuşmak/davranmak /harekete geçmek.
berbat durum ;* hazırlıksız iş görmek Verb
yarı-tetik: ateşli bir silahın horozunun yarıya kadar çekilip bırakılması hali. Bu durumda tetik çekilse de silah ateş almaz. Noun
kara horoz. Noun
püskürtme musluğu.
musluğu açmak Verb
(buhar makinelerinde vb. havayı/fazla buharı boşaltmaya yarayan) ufak valf, boşaltma musluğu. Noun
benzin musluğu
deniz musluğu
babahindi, erkek hindi.
burma
su musluğu
fırıldak
neşeli
karmakarışık
darmadağın
çok mutlu
.: birine nanik yapmak.
kurt masalı
arkadaş .* uydurma laf
sabahın erkeni
gün doğumu
horoz dövüşü
avanaklık
gözüpeklik
ateşe hazır oluş
(erkekler arasında) ahbap
musluk
rüzgâr gülü
ufak saman yığını
anahtar
yana eğim
önder
penis
valf
enayilik
elebaşı, bir grubun mütehakkim/gösterişçi önderi. Noun
umursamaz kimse
kendi çöplüğünde öten horoz
erkek nar bülbülü. Noun
bir şeyi berbat etmek, mahvetmek,
k.d.-kaba içine sıçmak, sıçıp batırmak.
(argo) karışıklık
karışıklık
hata
yanlışlık
çöplüğünde horozlanır gibi.
Bu sökmez/Bunu kimse yutmaz.