counsel

  1. Noun, Law vekil
  2. öğüt, nasihat.
    give/offer counsel : öğüt vermek.
    sage/wise counsel: akıllıca öğüt.
    to
    listen to the counsel: öğüt dinlemek.
  3. danışma, müşavere, istişare.
  4. gaye, maksat, plan.
  5. Law (tekil ve çoğul anlamda) avukat, dava vekili.
    counsel for the defense: sanık avukatı.
    counsel
    for the prosecution: savcı.
    Is counsel for the defense present? Are counsel ready?
  6. önlem, tedbir, ihtiyat, basiret.
  7. düşünce, fikir.
  8. öğüt/nasihat vermek, akıl öğretmek, yol göstermek.
    She counsels high school students.
  9. tavsiyede bulunmak, tavsiye etmek.
    He counseled immediate action.
  10. danışmak, akıl öğrenmek.
(Br) avukata danışmak Verb
(Br) avukatına danışmak Verb
avukatına danışmak Verb
fikrini kendine saklamak Verb
fikrini kendine saklamak Verb
fikirlerini/düşüncelerini/niyetlerini/planlarını kendine saklamak/gizli tutmak/açıklamamak.
Keep your
own counsel: Düşüncelerini gizli tut.
(Br) avukat vasıtasıyla mahkeme huzuruna çıkmak Verb
mahkemede vekaleten temsil edilmek
yoksul kişilere mahkemece savunma avukatı tayini
savunma avukatı tayini
avukat savunması
savunma avukatı tayin etmek Verb
yoksul sanığı savunmak için mahkemece atanan ve parası devletçe ödenen avukat. public defender
savunma avukatının yardımı
yardımcı avukat
avukat tarafından savunulmak Verb
bir avukat tarafından temsil olunmak Verb
(Br) bir avukat tarafından temsil olunmak Verb
avukat tayinini mahkemeden isteme hakkı
ABD anayasasının sanığa tanıdığı kendisine bir savunma avukatı tayin edilmesini mahkemeden isteme hakkı
bir avukata danışmak Verb
avukata danışmak Verb
avukat tayin etmek Verb
davacının avukata verdiği vekâletname
bir avukata hitaben yazılan ve dava ile ilgili olayları içeren muhtıra
bir avukata hitaben yazılan dava ile ilgili olayları içeren muhtıra
(Br) danışman avukat
danışman avukat
baş hukuk müşaviri
birinci hukuk müşaviri Noun, Law
I. hukuk müşaviri Noun, Law
avukata danışmak Verb
avukata danışmak Verb
(Br) gayri menkul haklarının devir ve temlikinde uzman avukat
şirket avukatı Noun, Law
(US) şirket avukatı
savunma avukatı
savunma konseyi
avukat aracılığıyla savunma
savunma avukatı
savunma konseyi
davalı vekili Noun, Law
sanık avukatı Noun, Law
savunma avukatı
(Br) savunma avukatı
davalı avukat
savunma avukatı Noun, Law
bir avukatı paylamak Verb
önemli avukat
bir avukata danışmak Verb
(Br) avukata danışmak Verb
bir avukata danışma
avukat tutmak Verb
hukuki rapor
ücretsiz danışma
mali danışmanlık hizmeti vermek Verb
davaların sonuçlanması ve incelenmesinde görevli özel organın başı
daimi vekâletnamesi olan avukat
genel danışman
(Br) daimi vekâletnamesi olan avukat
baş hukuk müşaviri
akıl vermek Verb
iyi savunma avukatı olmak Verb
akıl danışmak Verb
kadrolu hukuk müşaviri Noun, Law
(Br) yüksek kademeli memuriyetlerde aday
avukat yardımcısı
ketum olmak Verb
sır saklamak, kimseye bir şey söylememek. Verb
krallık hukuk danışmanları kurulu. Noun
krallık hukuk danışmanı/müşaviri. Kraliçe için:
Queen's Counsel. Noun
(Br) nüfuzlu avukat
nüfuzlu avukat
baş avukat
hukuk danışmanı Noun, Law
hukuk müşaviri Noun, Law
baş hukuk müşavirliği Noun, Law
karşı tarafın avukatı
(Br) karşı tarafın avukatı
karşı taraf avukatı
(Br) davacı avukatı
davacı vekili Noun, Law
(Br) Hazine avukatı
hazine avukatı
(US) avukatla temsil edilmekte
avukatla temsil edilmekte
(Br) avukat tutmak Verb
danışma hakkı
müdafinin hukuki yardımından yararlanma hakkı Noun, Rights-Freedoms
müdafi yardımından yararlanma hakkı Noun, Rights-Freedoms
danışmak, ölçünmek.
savunma avukatı tayini
yoksul kişilere mahkemece savunma avukatı tayini
bir vekâletin iptali
danışman
savunma avukatı Law
savunma avukatı
savunma avukatı Law
davalı avukat
müşavir avukat
sır saklayan
sır saklama
danışma
memurlarla görüşme
eksper müşavir
danışma işi
müşavir
elçilik müsteşarı
danışman
avukat
(US) avukat
davavekili
(Br) birinci sınıf elçilik müsteşarı
(Br) elçilik müşaviri
erişilmesi güç ideal
avukatın dinleyicilere hitaben konuşması
avukatın dinleyicilere hitaben savunması
(Br) vekâletname
avukatın dava özeti
(Br) kalem amiri
büro şefi
avukatlık vekâlet ücreti
(Br) vekâlet
(Br) avukatlık ücreti
(Br) hukuki görüş
(Br) hukuk müşavirinin görüşü
müdafinin dosyayı inceleme yetkisi Noun, Rights-Freedoms
vekil imzası
(Br) savunma konuşması
savunma konuşması
(Br) savunma sözleri Noun
hukuki görüşünü bildirmek Verb
(Br) birine avukatlık yapmak Verb
birine akıl danışmak Verb
bir davayı savunmak Verb
bir davada avukatlık yapmak Verb
(Br) bir davada avukatlık yapmak Verb
aynı niyeti beslemek Verb
(Br) davalıya avukat atamak Verb
savunma avukatı tayin etmek Verb
savunma avukatı tayin etmek Verb
bir savunma avukatı seçmek Verb
(Br) elçilik müşaviri
personel sorunları konusunda danışma
mali danışmanlık hizmeti
mali danışma şirketi
mali danışma şirketi
(Br) her iki tarafın savunmasını dinlemek Verb
birine akıl danışmak Verb
(birinden fikir/akıl) danışmak.
She took counsel with her lawyer: Avukatına danıştı.
savunma avukatı tayin etmek Verb
yatırım danışmanı
(US) yatırım danışmanı
emeklilik sorunları konusunda danışma
istişarede bulunmak, karşılıklı fikir teati etmek.
birine danışmak Verb
avukatına danışmak Verb
bir avukata danışmak Verb
hukuki görüş almak Verb
avukatın görüşünü almak Verb
(US) meslek danışmanlığı
meslek danışmanlığı