cruise

  1. seyretmek, sefere çıkmak, gezinti için veya düşman gemilerini yakalamak için denize açılmak.
  2. gezip dolaşmak, (belirli bir hedefe yönelmeden) rasgele seyahat etmek.
  3. Aviation (azami yakıt tasarrufu sağlayacak) ortalama/normal bir hızla uçmak.
    cruising speed: normal hız.
  4. (müşteri vb. arayarak) yavaş yavaş gitmek.
    Taxis cruise in the downtown area.
  5. piyasa yapmak, volta yapmak, umuma mahsus yerlerde cinsel arkadaş arayarak dolaşmak.
  6. (belirli bir bölgede) gezip dolaşmak.
  7. deniz gezintisi/seferi/seyahati, vapur seyahati.
    a Mediterranean cruise.
seyir hızı Noun, Transport
uçak seferi bağlantılı bir yabancı limanda başlayıp aynı limanda biten deniz yolculuğu
turistik geziye çıkmak Verb
tatil gezisi
dünya gezisi
gezi seferi
(gemi) deneme seferi
(US) polis arabası Noun
turistik gezi yapmak Verb
ufak güdümlü mermi: uçak, gemi veya denizaltıdan atılabilen alçaktan uçan kanatlı güdümlü mermi.
tenezzüh gemisi
seyyah gemisi
ekonomik hız
normal sürat
gezi treni
yarı ağır sıklet