devam

Turkish-English Translation

  1. extension
  2. attendance
  3. Noun duration
  4. Noun continuation
  5. progression
  6. sequel
  7. Noun resumption
  8. continuance
  9. pursuance
  10. prolongation
  11. permanency
  12. attending
  13. sustentation
  14. protraction
  15. carrying on
  16. abidance
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

düşük devam
poor attendance
muntazam devam
regular attendance at
okula devam
school attendance
okula zorunlu devam
compulsory school attendance
devam durumu
attendance Noun, Education-Training
devam eden
surviving
devam eden
continuing
devam eden
ongoing
devam eden
standing
devam eden
continued
devam eden hasar
continuing damages
devam eden iş
day to day business
devam eden mücadele
running battle
devam eden sözleşme
running contract
devam eden teminat
continuing security
devam eden üyelik
continued membership
devam eden yolculuk
continued voyage
devam et
carry on
devam etme
persistence
devam etme
resumption Noun
devam etme
continuation Noun
devam etme
go ahead
devam etmek
to go ahead Verb
devam etmek
to follow on Verb
devam etmek
to run on Verb
devam etmek
to stick with Verb
devam etmek
to keep going Verb
devam etmek
to move along Verb
devam etmek
to remain Verb
devam etmek
to wage Verb
devam etmek
to go Verb
devam etmek
to carry on Verb
devam etmek
to continue Verb
devam etmek
to run Verb
devam etmek
to last Verb
devam etmek
to go on Verb
devam etmek
to stand Verb
devam etmek
to move on to Verb
devam etmek
to keep Verb
devam etmek
to attend Verb
devam etmek
to proceed Verb
devam etmek
to stick Verb
devam etmek
to carry on with Verb
devam etmek
to forge on Verb
devam etmek
to stick it out Verb
devam etmek
to keep on Verb
devam etmek
to resume Verb
devam etmekte ısrar etmek
to persist in going on Verb
devam etmeme
discontinuance
devam etmemek
to cease Verb
devam etmemek
to discontinue Verb
devam etmesini sağlamak
to progress Verb
devam etmeyen
discontinuous Adjective
devam etmeyen
ephemeral
devam ettirme
furtherance
devam ettirme
sustenance
devam ettirme
continuation Noun
devam ettirmek
to move along Verb
devam ettirmek
to renew Verb
devam ettirmek
to carry on Verb
devam ettirmek
to pursue Verb
devam ettirmek
to keep Verb
devam ettirmek
to maintain Verb
devam ettirmek
to resume Verb
devam ettirmek
to carry Verb
devam ettirmek
to perpetuate Verb
devam ettirmek
to sustain Verb
devam ettirmek
to stick Verb
devam ettirmek
to further Verb
devam ettirmek
to pick up Verb
devam ettirmek
to progress Verb
devam filmi
movie sequel Noun, Cinema
devam filmi
sequel Noun, Cinema
devam kâğıdı
attendance
devam kâğıdı
attendance sheet
devam kampanyası
follow up advertising Noun
devam kampanyası
following on advertisement Noun
devam karnesi
attendance record
devam karnesi
attendance card
devam klozu
continuation clause
devam listesi
attendance book
devam listesi
record of attendance
devam listesi
attendance sheet
devam listesi
attendance register
devam sayfası
continuation sheet Noun
devam sayısının düşük olması
poor attendance
devam süresi
attendance time
devam zorunluğu
compulsory attendance
(denizcilik) yoluna devam etmek
to stand on Verb
(fiyatlar) yükselmeye devam etmek
to be still going up Verb
... boyunca devam etmek
to continue throughout ... Verb
... için çalışmalar devam ediyor.
Efforts are underway to ....
… boyunca devam etmek
to last for… Verb
acele yolculuğa devam etmek
to prosecute a journey with the utmost dispatch Verb
araba sürmeye devam etmek
to drive on Verb
aramaya devam etmek
to keep on searching Verb
artmakta devam etmek
to go increasing Verb
bir duruşmaya devam etmek
to proceed with a trial Verb
bir işe devam etmek
to continue a business Verb
bir konuşmaya devam etmek
to resume a speech Verb
bir yolculuğa devam etmek
to resume a journey Verb
bıraktığı yerden devam etmek
to pick up the threads of something Verb
birşeye azimle devam etmek
to stick at something Verb
birşeye devam etmek
to stick with something Verb
birşeye devam etmek
to see something out Verb
birşeye devam etmek
to proceed to something Verb
birşeye devam etmek
to bear with something Verb
birşeye devam etmek
to proceed with something Verb
birşeyi devam ettirmek
to see something out Verb
birşeyi devam ettirmek
to stick with something Verb
birşeyi yapmaya devam etmek
to keep at something Verb
birşeyi yapmaya devam etmek
to stick to doing something Verb
çalışmaya devam etmek
to keep in harness Verb
çalışmaya devam etmek
to keep working Verb
çalışmaya devam etmek
to stay on Verb
canla başla devam etmek
to going strong Verb
çarpışmalara devam etmek
to continue hostilities Verb
derslere devam etmek
to hear lectures Verb
dinlemeye devam etmek
to stay tuned Verb, Radio-Television
doğallıkla devam etmek
to flow Verb
dümdüz devam etmek
to follow your nose Verb
durmaksızın devam etmek
to grind on Verb
duruşmaya devam etmek
to proceed with a trial Verb
duruşmaya devam etmek
to proceed with the trial Verb
düşünce tarzına devam etmek
to proceed with an argument Verb
eğitimine devam etmek
to continue one's study Verb
eğitimine devam etmek
to continue one's education Verb
eğitimine yeniden devam etmek
to resume one's studies Verb
eski gidişatına devam etmek
to follow one's own old course Verb
fiyatların yükselmeye devam etmesi
to be bullish in the long run
gelecek sayıda devam edecektir
to be continued in our next issue
günlük devam defteri
day attendance
günlük devam defteri
day attendance book
hakların devam etmesi
survival of rights
hareketi devam ettirmek
to follow through Verb, Tennis
hayatı devam ettirici
vital
hiç değişmeden devam eden
monotonous Adjective
iş yapmaya devam etmek
to stay in business Verb
işi devam ettirmemek
to drop out of a business Verb
işine devam etmek
to resume work Verb
işine devam etmek
to proceed to business Verb
işine devam etmek
to proceed with one's work Verb
işine devam etmek
to carry on with one's work Verb
işiyle uğraşmaya devam etmek
to pursue one's business Verb
işlenmesine devam edilen suç
continuing offence
izlemeye devam etmek
to stay tuned Verb, Radio-Television
kaldığı yerden devam etmek
to resume Verb
kaldığı yerden devam etmek
to pick up the threads of something Verb
kaldığı yerden devam etmek
to follow on Verb
kaldığı yerden devam etmek
to pick up Verb
kaldığı yerden devam etmek
to resume the thread of one's discourse Verb
konuşma sına devam etmek
to proceed with one's speech Verb
konuşmasına devam etmek
to proceed with one's speech Verb
mali sıkıntısı devam etmek
to continue in financial straits Verb
mevkiinde bulunmaya devam etmek
to continue in one's office Verb
mevkinde bulunmaya devam etmek
to continue in one's office Verb
mücadele etmeye devam etmek
to struggle on Verb
mücadele etmeye devam etmek
to struggle along Verb
müzakerelere devam etmek
to continue negotiations Verb
okul devam kaydı
record of school attendance
okula devam zorunluğu
compulsory school attendance
şaşmadan işe devam etmek
to soldier on Verb
sınıfa devam etmek
to attend classes Verb
Sorun devam ediyor.
The issue remains.
tam gaz devam etmek
to be in full swing Verb
üyeliği devam eden üye
continuing member
var olmaya devam etmek
to exist Verb
yaşamaya devam etme
continued existence
yazışmaya devam etmek
to carry on a correspondence Verb
yıl boyunca devam eden
year-round Adjective
yola devam etmek
to pick up Verb
yolculuğa devam etmek
to proceed on the voyage Verb
yolculuğuna acele devam etmek
to prosecute a journey with utmost speed Verb
yolculuğuna devam etmek
to continue journey Verb
yolculuğuna devam etmek
to proceed on one's journey Verb
yoluna devam etmek
to proceed on one's way Verb
yoluna devam etmek
to hold one's course Verb
yüksek eğitime devam etmek
to go on to higher education Verb
yükselmeye devam eden konjonktür
continuing boom
yükselmeye devam etmek
to continue its upward advance Verb
zararla devam etmek
to carry on at a loss Verb
zararla işe devam etmek
to carry on at a loss Verb
zorluklara rağmen devam etmek
to stay the course Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir durum ... sürme, kesilmeme
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.