dis-

English-Turkish Translation

  1. önekinin
    b, d, l, m, n, r, s, v ve bazen
    g, j ile başlayan sözcükler önünde aldığı şekil.
  2. Prefix “aksi, zıt, gayrı-, -olmayan”.
    contented: memnun.
    discontented: gayrımemnun.
  3. Prefix “-sız(lık)”.
    ability: kabiliyet.
    disability: kabiliyetsizlik.
    honest: namuslu.
    dishonest: namussuz.
  4. Prefix yapılan bir şeyi bozma anlamı katar:
    hearten: cesaret vermek.
    dishearten: cesaretini kırmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

dis
yapılan bir şeyin aksini yapma anlamına gelen önek
dis
olumsuzluk eki
dis
gayri
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

diş
dog
diş
crown
diş
grinder
diş
mesh
diş
dent
diş
(wheel) cog
diş
(garlic) clove
diş
tine
diş
broach
diş
thread
diş
snag
diş
dentation
diş
tumbler
diş
(screw) thread
diş
tooth
diş
cam
diş
indent
diş
lug
diş
key
diş
heading
diş
notch
diş
leaf
diş
back joint
diş
(key) ward
diş
jag
diş
set-off
diş
cog
diş
prong
diş
wiper
diş
tusk
diş
indention
diş
knurl
dış
foreign outside
dış
exterior
dış
foreign
dış
external Information Technology
dış
surface
dış
outer
dış
peripheral
dış
outward
dış
over
(sarımsak) diş
clove
dış ...
surface
dış açık
external deficit
dış açıklık
external gap
diş ağrısı
toothache
diş ağrısı
tooth ache
dış anten
outdoor aerial
dış anten
antenna
dış arama
external call Noun
dış araştırma
external research
dış avlu
forecourt
dış bağlantı
outside number
diş bakımı
dental care Noun, Medicine
diş bileme
grudge
dış borç
oversea loan
dış borç
overseas debt
dış borç
foreign debt
dış borç
external debt
dış borçlanma
external borrowing
dış borçlanma
foreign indebtment
dış borçlanma
foreign borrowing Noun, Economics
dış borçlar
foreign debts Noun
dış borçlar
foreign liabilities Noun
dış bükümlülük
camber
diş çatırdaması
chatter
diş çekme
tooth extraction
diş çektirmek
to have it out Verb
dış cephe
exterior
diş cerrahı
dental surgeon
diş çıkarma
eruption Noun, Biology
diş çıkarmak
to cut a tooth Verb
dış ciro
external turnover
dış çizgiler
contour
dış denetim
external audit
dış denetim
external auditing
dış denetleme
external audit
dış denge
external balance
dış depo
field warehouse
dış depolama
external storage
diş diş etmek
to jag Verb
diş diş kesmek
to indent Verb
dış dünya
outside world
dış dünya
outer world
dış düşmanlar
foreign enemies Noun, Politics-Intl. Relations
diş eti
gingiva Noun, Dental Health
diş eti
gum Noun, Dental Health
dış etkinlikler
outside activities Noun
dış finansman
outside financing
diş fırçalamak
to brush one's teeth Verb, Medicine
diş fırçası
toothbrush Noun, Dental Health
dış gebelik
ectopic pregnancy Noun, Medicine
diş geçirmek
to have one's way Verb
dış gelir
outside income
dış gelir
extraneous income
dış gelir
foreign income
diş gıcırdatma
bruxism Noun, Medicine
dış görünüş
outwardness
dış görünüş
exterior view
dış görünüş
outside
dış görünüş
facier
dış görünüş
guise
dış görünüş
external appearance
dış görünüş
outside appearance
dış görünüş
outward appearance
dış görünüşte
on the surface
dış güzellik
gloss
dış hatlar
line service Transport
diş hekimi
dentist
diş hekimliği
dentistry Noun, Medicine
dış hizmet
outdoor service
dış hizmette
in the field
dış ilişki
external relationship
dış ilişkiler
external relations Noun
dış iş
outdoor work
dış işler
external affairs Noun
dış istasyon
outdoor station
dış istikraz
oversea loan
diş izi
bite
diş kamaştırmak
to set sb's teeth on edge Verb
dış kaynaklı
ecdemic
dış kaynaklı
exogenous Adjective
dış kenar
periphery
dış kısım
outward
dış kısım
outportion
dış kontrol
foreign control
dış koşullar
external conditions Noun
dış kredi
foreign loan
dış kredi
external loan
dış kredi
oversea loan
dış krediler
foreign credits Noun
dış lastik
tyre
diş macunu
toothpaste
dış mahalle
suburb
dış merdiven
grand staircase
dış modem
stand-alone modem Information Technology
dış modem
external modem Information Technology
dış muhaberat
foreign correspondence
dış müşteriler
oversea customers Noun
dış ölçüler
outside measurements Noun
dış para
outside money
dış pazar
overseas market
dış pazar
outside market
dış piyasa
foreign market
dış posta
foreign mail
dış rekabet
foreign competition
dış salgı
excrement Noun
dış sektör
foreign sector
dış sevkiyat
foreign shipment
dış sevkıyat
foreign shipment
diş siniri
dental nerve
dış sipariş
offshore order
dış siyaset
foreign policy
dış siyaset
world politics
dış sorumluluklar
external liabilities Noun
dış talep
foreign demand
dış talepler
oversea demands Noun
dış tamirat
outside repairs
dış taraf
surface
dış taraf
outside
dış tehdit
(Lat.) brutum fulmen
dış tehdit
foreign threat Noun, Politics-Intl. Relations
dış tekne
outer hull
diş teli
retainer Noun, Dental Health
dış temsilci
outside agent
dış temsilci
foreign representative
dış temsilcilik
overseas agency
dış temsilcilikler
representative offices abroad Noun
dış teşkilat
field organization
dış ticaret
oversea commerce
dış ticaret
external trade
dış ticaret
offshore trade
dış ticaret
overseas business
dış ticaret
foreign commerce
dış ticaret
foreign business
dış ticaret
oversea business
dış turizm
foreign travel
dış ülkeler
oversea countries Noun
dış ülkeler
foreign countries Noun
dış yapılı
exogenous Adjective
dış yardım
overseas aid
dış yardım
oversea aid
dış yatırım
outside investment
dişe diş
tooth for tooth
kaplama diş
crowned tooth
kesici diş
incisor
kırık diş
snag
ön diş
incisor
takma diş
dental plate
takma diş
plate
takma diş
denture
Turkish-English phrases from Zargan's own database

diş
Üst ve alt çene kemikleri üzerinde ... beyazımtırak parçalardan her biri
dış
Herhangi bir ... yer, hâriç